Pages in topic:   < [1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37] >
Off topic: UYARI: Dikkat Scam
Thread poster: Adnan Özdemir
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"İşte Zekeriya Öz’ü saklayan adam" Mar 8, 2018

--Alıntı--
Haber: Sözcü Gazetesi Aytunç ERKİN 8 Mart 2018 03:07

Ankara’nın hazırladığı iddianamede ortaya çıktı. Zekeriya Öz’le ilgili hazırlanan iddianamede, Öz’ü Almanya’da saklayan kişinin Murteza Haçkalı olduğu belirtildi. Dosya İstanbul’a gönderildi.

25 (2)
İşte Öz’ü saklayan adam

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, firari eski savcı Zekeriya Öz hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yeni bir iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderdi. İddianamede, Öz'ün FETÖ'nin iletişim ağı olan ByLock kullanıcısı olduğunun nasıl tespit edildiği anlatıldı. Buna göre, firari Poyrazköy Davası hakimi Mehmet Karababa'nın, “403413” ID numarasını kullanan kişiyle yaptığı mesajlar incelendi. Karababa mesajlarında, 403413 ID numaralı kişiden bahsederken “zek” ismini kullandığı ve bu kişinin bol bol nargile içtiğini belirtti.

2
Zekeriya Öz aranıyor

ULM'DEKİ EVDE SAKLANMIŞ

Ancak iddianamenin çarpıcı yanı şu: Örgütün yargı yapılanmasına ilişkin özet bilginin ardından iddianamede, İsmail Aşçı adlı kişinin 17 Ağustos 2017'de, Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, Öz hakkında verdiği ifade anlatıldı. Buna göre Aşçı, 1970'ten beri Almanya'da yaşadığını ve her yıl Didim'e tatile geldiğini anlatarak, Almanya'nın Ulm şehrinde yaşayan ve kardeşinin ortağı olan ismini vermek istemediği bir kişinin kendisine, “Ulm'de yaşayan Murteza Haçkalı'nın, Öz'ü evinde sakladığını söylediğini” ifade etti.

oz
Murteza Haçkalı Feto'yu öven paylaşımlar yapmış.

FETÖ ELEBAŞINI ÖVÜYOR

Murteza Haçkalı, Almanya'nın Ulm kentinde yaşayan bir işadamı. Sosyal medya hesabında 17-25 Aralık sürecinden 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar FETÖ yanlısı birçok paylaşım mevcut. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i fotoğraflarını kullanarak övdüğü de dikkat çekiyor. Yine Silivri'de yatan polis şeflerinden Ali Fuat Yılmazer'den firari gazetecilere, eski vekil Hakan Şükür'den 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar paylaşımları var. SÖZCÜ'ye ulaşan bilgilere göre, Haçkalı'nın dosyası İstanbul'a Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiş.

Yeri: http://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/iste-ozu-saklayan-adam-2273220/

________
__________

ADO_YORUM: Pekiii, bu Zekeriya Öz sahte pasaportla Almanya'ya nasıl giriyor? Daha başka kaçak Fetullahçılar da var. Öyle elini kolunu sallaya sallaya Almanya'da saklanabilir mi insan? Arkasında Alman devleti ve BND varsa bal gibi saklanabiliyor işte. Göstere göstere hem de. MİT, ibret-i alem için bu adamı MOSSAD tarzı uyutup TR'ye getirmeli, bülbül gibi de konuşturmalı hipnozla. Devlet devletliğini adam gibi yapmalı. Alman devletlularına da iyi bir ders verilmiş olur böylece. Masabaşında istihbaratçılık oynayanlar sahaya sürülmeli... Bunu yapabilecek imkan ve kabiliyete sahip elemanlarınız mutlaka vardır. (Varsa) eksikliklerinizi uygun saha eğitimleri ile giderin lütfen. Bu Zekeriya Öz gibileri onca insanı süründürdü. Bunlar yüzünden nice ocaklar söndü. Bu tiplerin alayı okumuş terörist + cumhuriyet düşmanıdır. Bu vatan hainlerinin yaptıkları yanlarına kar kalmamalı...

BND hakkında: (Kullandığı maddi kaynak gerçekte yıllık yaklaşık 3 milyar avrodur -sanayi casusluğu vs hariç. Göründüğünün tam tersine vahşi ve acımasız bir haberalma örgütüdür)

Almanca "Bundesnachrichtendienst" -> http://www.wiki-zero.com/index.php?q=aHR0cHM6Ly9kZS53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQnVuZGVzbmFjaHJpY2h0ZW5kaWVuc3Q

İngilizce "Federal Intelligence Service (Germany)" -> http://www.wiki-zero.com/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvRmVkZXJhbF9JbnRlbGxpZ2VuY2VfU2VydmljZV8oR2VybWFueSk

Fransızca "Service fédéral de renseignement" -> http://www.wiki-zero.com/index.php?q=aHR0cHM6Ly9mci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvU2VydmljZV9mJUMzJUE5ZCVDMyVBOXJhbF9kZV9yZW5zZWlnbmVtZW50


Sağolasın Viki: Bir merkezleri bakın kendini nasıl gizlemiş. Aşağıdaki resim... Çok zekisiniz çookkk, alem saf

BND1

[Edited at 2018-03-08 17:07 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Uçak bakımına 529 milyon" Mar 8, 2018

--Alıntı--
Sözcü gazetesi /Ali Ekber ERTÜRK 8 Mart 2018 03:06

Geçen yıl 2 milyar liradan fazla harcama yapan Başbakanlık’ın en büyük gider kalemini uçak bakımı oluşturdu.

1

Başbakanlık, 2017'de 2 milyar 98 milyon lira para harcadı. Harcamaların en büyük payını ise örtülü ödenek oluşturdu. Başbakanlık, geçen yıl örtülü ödeneğe 1 milyar 249 milyon 236 bin 989 lira harcadı. Başbakanlık havuzundaki makam uçaklarının bakımı, genel temizlik, ulaştırma ve onarım işleri için de İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı kaleminden, 529 milyon 229 bin 502 bin lira harcadı. Başbakanlık 2017 Faaliyet Raporu'nda dikkat çeken bir başka ayrıntı da, raporda kullanılan figürler oldu. Raporda Osmanlı fermanlarından motifler kullanıldı. Başbakanlık'ın yaptığı 529 milyon lirayı aşkın uçak bakım masrafı gözlerin devletin hangarındaki uçaklara çevrilmesine neden oldu.

ucak2
Cumhurbaşkanı için 108 milyon dolara satın alınan Airbus A340–500 tipi uçak TC-CAN tescil numarasıyla devletin filosuna katıldı.

Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarı için devletin VIP amaçlı çeşitli uçakları bulunuyor. Son olarak Cumhurbaşkanı için TC-CAN tescil numarası verilen ve 108 milyon dolara satın alınan Airbus A340–500 tipi uçak hizmete girmişti. Cumhurbaşkanının hizmetinde 2014'te satın alınan TC-TUR kuyruk tesciline sahip Airbus A330-200 tipi bir uçak daha bulunuyor. Başbakan ve Bakanlar ise TC-ANA tescil işaretine sahip Airbus A319 CJ tipi uçak, TC-ATA, TC-DAP ve TC-KOP tescilli ABD yapımı Gulfstream G-550 model 3 uçak, Gulfstream G-450 model TC-GAP ile TC-LAA ve TC-LAB tescilli 2 adet Cessna Citation V model uçak VIP filoda yer alıyor. Ayrıca filoda 3 adet helikopter de yer alıyor. Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarı'nın hizmetinde bulunan devlet uçakları da filoda bulunuyor.

Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/ucak-bakimina-529-milyon-2272993/

[Edited at 2018-03-08 05:01 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"İşte FETÖ’nün ankesör şeması" Mar 9, 2018

--Alıntıdır--
Sözcü/Can ÖZÇELİK 8 Mart 2018 20:27


Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) yapılanmasına yönelik yürütülen “ankesör” soruşturmasında örgütün haberleşme şeması ortaya çıkarıldı.

9538

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamelerde, haklarında dava açılan askerlerin, örgütün “mahrem imamları” diye adlandırılan hücre liderlerince tek yönlü, bazen ardışık (birbirinin peşi sıra kısa aralıklarla), bazen de ardışık olmayan düzenlende arandıkları kaydedildi.

İddianamelerde tek sefer iletişim kurulan askerler ile birden fazla iletişim sağlanan şüpheli askerlerin, terör örgütüne organik olarak bağlılık yönünden delil durumlarının kuvvetli olduğu belirtildi.

Savcılık, askerlerin sivil örgüt imamlarınca ankesörlerden aranma kayıtlarına ilişkin içerikleri de delil olarak dava dosyasına koydu.

Bu aranma içeriklerinin “örgütsel irtibat şekli dışında başka bir olguyla açıklanamayacağı” vurgulandı.

Hazırlanan şemalarda askerlerinin tek tek hangi telefon kulübesinden, hangi tarih ve saatte, kaç kez arandıkları, görüşmelerin süreleri tüm ayrıntıları ile gösterildi. Şüphelilerin, hangi kuvvet komutanlığında ne konumda görev yaptıkları da belirtildi. İstanbul'daki 424 ankesörlü hattın tek tek bu şekilde şeması çıkarıldı.

ankesor

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/iste-fetonun-ankesor-semasi-2275549/


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"15 Temmuz'daki düğünün sahibi Emekli Korgeneral Şanver" Mar 17, 2018

--Alıntıdır--
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 16 Mart 2018 Cuma, 08:41

"15 Temmuz'daki düğünün sahibi Emekli Korgeneral Şanver: Asker 'hayır' demeseydi bu darbe olurdu"

15 Temmuz gecesi komutanların derdest edildiği düğünün sahibi Emekli Korgeneral Mehmet Şanver, Habertürk TV'de Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a darbe girişiminin göbeğinde yer alan ismi söylediğini belirten Meh
... See more
--Alıntıdır--
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 16 Mart 2018 Cuma, 08:41

"15 Temmuz'daki düğünün sahibi Emekli Korgeneral Şanver: Asker 'hayır' demeseydi bu darbe olurdu"

15 Temmuz gecesi komutanların derdest edildiği düğünün sahibi Emekli Korgeneral Mehmet Şanver, Habertürk TV'de Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a darbe girişiminin göbeğinde yer alan ismi söylediğini belirten Mehmet Şanver, "Altımda çalışan 28 kişiden 23’ü darbeye karıştı. Darbeye karışmış bazı isimler şu an TSK’da aktif görevde" dedi.


sanver
Komutanların derdest edildiği düğünün sahibi Emekli Korgeneral 15 Temmuz'u anlattı

15 Temmuz darbe gecesi komutanların toplandığı düğünün sahibi Emekli Korgeneral Mehmet Şanver Habertürk TV'de yayınlanan Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.


Korgeneral Mehmet Şanver Kartal Yuvası'nın İstilası kitabının içeriği hakkında "Bu kitap içindeki bilgiler hem iddianamelerde yer alan bilgileri içeriyor, hem de benim bizzat yaşadığım bu örgütün silahlı kuvvetlerde yapılanmasına yönelik tespitlerimizi, anılarımızı içeriyor" dedi.

32 SORTİ UÇUŞ, 13 BOMBA

Mehmet Şanver, "Bu darbenin hava kuvvetleri merkezli olduğu ifadesi biraz hatalı. Hava kuvvetleri her zaman ses getirir. Bir harakat alanına girmesi hava kuvvetlerini ön plana çıkarır. Ama bir yeri ele geçirmek, işgal etmek hep kara kuvvetlerinin gücü ile olur. Kara kuvetleri olmazsa bir iş biraz zor olur. Hava kuvvetleri önemli bir rol üstlendi. Hava kuvvetleri merkezli gibi bir algı yaratabilir. Köprüyü hava kuvvetleri işgal edemez, meclisi hava kuvvetleri işgal edemez. Hava kuvvetleri destekler. 32 sorti uçuş yaptılar, 13 bomba attılar" diye konuştu.


"BUNLAR HAYATIN AKIŞINA AYKIRI"

Şanver, uçuşların nasıl yapıldığına illişkin, "Normal şartlarda eğitim uçuşunu filo komutanlığı bağımsız olarak planlar, icra eder. Hergün uçuyoruz çünkü. Bu işin bir kontrol mekanizması vardır. Harekat merkezimiz bu tür uçuşları öncesinden mesajlaşılır, haftalık, günlük program yayınlanır. Bunlar rutin faaliyetlerdir, bunlar için emir beklemeye gerek yoktur, bunlar yapılır. Aslında terörle mücadele harekatı Eskişehir Birleştirme Hava Harekat Merkezi'nden emir alınmadan Ziya Kadıoğlu'nun emri, yazısı olmadan veya benim emrim olmadan terörle mücadele harekatının icrası mümkün değildir. Hava kuvvetlerinden gelen bir albay sözlü emir ile terörle mücadele için hazırlık yapıyor. Bunlar hayatın akışına aykırı işler" şeklinde konuştu.

"BUNLAR DAHA SONRA SİSTEM KONTROL EDİLEREK ÖĞRENİLEBİLİR"

Mehmet Şanver, izinsiz uçuşların nasıl gözlerinden kaçtığı sorusuna, "Kayseri'den kalkıp Akıncı'ya iniyorlar. Bunlar normalde bu işleri yapabilir. Diyarbakır'dan kalkıp Dalaman'a uçuş yapılabilir. Keşif görevi yapılabilir. Bunda Genelkurmay'ın onayı bile vardır. Bu isim adı altında başka bir şey yaparsanız bunu sistem daha sonra kontrol ederek öğrenebilir" dedi.


"HİÇBİR ŞEY TESADÜF OLAMAZ"

Şanver, 15 Temmuz gününü düğün için neden seçtiklerine ilişkin, "3 Ekim 2015'te nişanımız oldu. Düğün için 'Agustos'a dokunmayın' dedim. Ramazan Bayramı arada kalıyor 10 Temmuz ve Ağustos'a kadar olan süre. 10 Temmuz'da kınamızı yaptık. Bizim düşüncemiz 16 Ağustos'tu. Erkek tarafı planladı. Cuma ve pazar açıkmış, 'yer çok güzel' dediler. Ben görmedim bile yeri. Böyle bir masum hikayesi var" diye konuştu.

Mehmet Şanver, darbe gecesinin düğün günü olmasının tesadüf olup olmadığı yönündeki soruya ise, "Hiçbir şey tesadüf olamaz. Biz düğünümüzü seçmişiz. Bizim dışımızda 4 tane düğün var. Darbeciler bunu kullanmışlardır. Düğün ile ilgili bu kadar sorgu elbette olabilir ama kasıt aramak vicdansızlık oluyor. Kızımızı evlendirdik, başka bir şey yapmadık" diye konuştu.

"ESAS GENERALLER 15 TEMMUZ GECESİ GELDİ"

"Ben Genelkurmay Başkanı olsam tamamen kendi şahsımla yapardım bu çalışmayı" diyen Şanver, "Elinizde somut belge yok, bilgi belge yok. Sizin itham ettiğiniz kişiler General ve Albay. Suçladığınız insanlar öyle basit hemen etkisiz hale getirilecek insanlar değil. Öyle kolay değil. Ciddi bir işti geç kaldık. Yapmamız gerekirdi. Sayın Akar 'kanaatlerinize dayalı yapın' dedi. O isimleri saydı, biz de 'FETÖ'cü olabilir-bilmiyorum-olamaz' şeklinde sözlü olarak soruldu. Şuraya girecek terfiye aday kurmay albaylar tuğ ve tüm generaller bana soruldu. Sayın Abidin Ünal'la da gitmeden konuştum. Düşüncelerimi söyledim ve o da aynen katıldı. Hatta birisi 'Ahmet Özçetin'in hava kuvvetleri imamı olabilir' dedim. İki yıl karargahta onunla çalıştım. Akın Öztürk Hava Kuvvetleri komutanıydı. Daha evvelden Akın Öztürk'ü de bilirim.Esas generaller 15 Temmuz günü geldiler. Darbeden önce kendi içimizde birşey konuşmadık. Ama medya ve kamuoyunda darbe konuşuluyordu. 'Darbe olacak' diye konuşmuyoruz. Ama birşey bilmiyoruz. Ama inanın bunlar konuşulsa bile onları duysanız bile bu kadar fütursuz, gözü dönmüş alçakça bir şey olabileceğini aklımızdan hiç geçirmedik." ifadesini kullandı.


"BU DARBEYİ SİLAHLI KUVVETLER ENGELLEDİ"

Darbeyi silahlı kuvvetlerin engellediğini kaydeden Şanver, "Bu bir isyan. Bu darbe değil. 12 Eylül'de komutan belli. Kenan Evren. Bu taşeron edilmiş bir girişim. Bunun başarılı olması mümkün değil. Silahlı Kuvvetler böyle kişilere pabuç bırakmaz. Öyle de oldu. Bu darbeyi Silahlı Kuvvetler engelledi. Tabiki emniyet ve halk yardımcı oldu ama asker 'hayır' demeseydi bu darbe olurdu" dedi.

"'NİKAH ŞAHİDİ AKIN'I YAP' DEDİ"

Emekli Korgeneral Mehmet Şanver, "1989'da F-16'lar geldi. Filomuzun harekat subayıydı Akın Öztürk. Düğüne katılmama nedenini sormadım. Gerekçe sormam. Davetiyeyi verirken 'o tarihlerde gelemeyebilirim' dedi. Bir açık kapı bıraktı. Gün yaklaşırken de gelemiyeceğini söyledi. Ben düğün için Hava Kuvvetleri Komutanı ile görüştüm. 'Nikah şahidi Akın'ı yap' dedi. Aradım 'geliyor musunuz?' diye. 'Gelemiyeceğim' dedi." diye konuştu..

"Son iki yılda Akın Öztürk ile ilgli fikirlerim değişti" diyen Mehmet Şanver, "Ahmet Özçetin ile olan ilişkisi. Normal bir ilişki öyle olmaz. Yüksek Disiplin Kurulu'nda benim tavrım şikayet oldu, komutan da beni sorguluyor. Atılan çocuklar konusunda şerh koyuyorum ama o onaylıyor. Hava Kuvvetleri Komutanı ile Kurmay Başkanı arasında bir çatışma yaşanamaz. Birinci yıl sonunda beni Diyarbakır'a göndermek istedi. Beni karargahtan göndermek istedi." ifadesini kullandı.

"AKIN ÖZTÜRK 1 NUMARA OLAMAZ"

Mehmet Şanver, "Akın Öztürk darbenin 1 numarası olamaz. Çünkü onu Genelkurmay Başkanı olarak yazmamışlar. Yani üzerinde bir isim var. Bu da milletin kabul edeceği bir isim olmalı. İnsanları tanıyoruz, iddianameleri okuduk. Bu davalar sonunda içeriden çıkan da olabilir, içeri girecek önemli isimler de olabilir. Bu isimlerin hepsini savcılara anlattım. Bunlardan TSK içerisinde aktif görevde olanlar da var ama isim burada söyleyemem" dedi.

"GENELKURMAY EMRİYLE ANLADIK"

Mehmet Şanver, "İlk olarak 20 sıralarında Genelkurmay Emri ile anladık. Hava sahasının kapatılması ile ilgili emirleri bana iletildi. Komutan yardımcım geldi ve 'böyle tedbir ve emirleri var' dedi. Genelkurmay'ın böyle bir tasarrufta bulunması daha önce olmadı. 'Atla sen Eskişehir'e git' dedim. Bana 19:36'da gelmiş emir. Bana da ondan sonra geldi. Bana bilgi gelmesi lazım. Geldi ama gecikmeli geldi. Ve gelen bilgiden bir şey anlaşılmıyor, açık değil. 'Bir karışıklık var' dedim. 'Üstünü değiştir' dedim 'uçak ayarlayacağım' dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı'nın yanına gittim ve uçak konusunu söyledim. 'Bu aşamada gitmesine gerek yok geri gelsin' dedi. Buradan komutanın benden konuya daha vakıf olduğunu düşündüm" şeklinde konuştu.

"DARBEYİ ABİDİN ÜNAL'DAN ÖĞRENDİM"

Darbe olduğunu Abidin Ünal'ın ağzından duydum ilk kez. Terörle mücadele harekatı sadece bizim emrimizle yapılır. Bilgiyi verecek kişiler bu işin içerisinde ise bilgiyi vermezler. Ben öyle bir emir vermedim. Mesela Diyarbakır 6 uçak hazırlıyor. Oradakiler biliyor. 'Önemli bir kelle alacağız' diyorlar.

"ALTIMDA ÇALIŞAN 28 KİŞİDEN 23'Ü DARBEYE KARIŞTI"

Benim altımdaki 28 kişiden 23'ü içeride, 5'i görevde. Ben görevdekilerden biri hakkındaki şüphelerimi de savcılıkla paylaştım. Ben bütün görevlerimi layıkıyla yaptım. Ben bunlarla mücadeleye ömrümü verdim.Bunların hepsi general. Bunları ben atamadım ben seçmedim. Sistem size 28 kişidem 24 ile çalış diyor. Bu kadroyla çalışıyorsunuz. Somut suç var mahkemeye veriyorsunuz beraat ediyor. MİT ve askeri yargı var. Bu gülerle mücadele ediyorsunuz."

"ESKŞEHİR'LE KONUŞUNCA DARBE OLDUĞUNU ANLADIM"

Mehmet Şanver, "Eskişehir'i aradım 'ne oluyor' dedim. Komutan dedi ki 'havada uçaklar var'. 'Neler var' dedim. 'F-16, var, tanker var' dedi. O an anladım. Dedim ki 'uçuşları engelleyin'. 'Aklınıza ne geliyorsa pistlere araç çekin ne gerekiyorsa yapın' dedim. Akıncıyı aradım Hakan Evrim açmadı telefonu. Abidin Ünal'ın yüzüne telefon kapatmış." dedi.

"KRİTİK EMİRLER VERDİM"

Mehmet Şanver, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Abidin komutana 'sizi buradan çıkartalım' dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı'nın uçağı Atatürk Havalimanı'ndaydı. 'Sabiha Gökçen'e gel' dedik. Orada bir kriz merkezi oluşturduk. Hepimiz kendi ekiplerimizi aradık. Bana sordular, ben Abidin Ünal'ın yerinde olsam komutanlarla harekat merkezine giderdim. Ben kendi komutanlarımı uzaklaştırdım. Ve biz de derdest edilince karşı harekatı Eskişehir'e gönderdiğimiz komutanlar yaptı. Ben darbenin önlenmesinde en kritik emirleri verdim. Benim gönderdiğim 4 kişi Eskişehir'e 7 buçuk saatte gitmişler. Bunların araştırılması lazım. 4:36 da karşı angajman veriliyor. Akıncı'yı bombalama emri veriliyor saat 7:30'da ancak Akıncı'ya saat 11:15'te bomba düşüyor. Ben komutan olsam 11 kere bombalardım."

"ÖZEL TİME UÇAK VERMEDİM"

"Bazıları habersizdi çocukların. Bazıları kalktı biz emredince indiler" diyen Şanver, "Benim iki saat bu olaya müdahil olma zamanım oldu. Bu sırada hep görevimi yapmaya çalıştım. Diyarbakır'dan özel harekat timi gelmiş, 100 kişilik ekip. Başlarında general var. Verelim mi vermeyelim mi. Vermedim güvenemedim kimseye çünkü. Verdiğimiz emirlerin bir tanesi hatalı olsaydı komutanlar o zaman arkamızda durmazdı. Yanı başımda Hava Kuvvetleri Komutanı var. O da emirler verdi. Eskşehir'i takviye etmek için emirler verdi. O da general gönderdi ama gönderdiği şu anda içeride." ifadesini kullandı.

"ABİDİN ÜNAL İLE İLGİLİ KAFAM KARIŞIK"

Şanver, "İki tane helikopter önce Fenerbahçe Orduevine geliyorlar. Abidin Ünal'ın 3 korumasını alıyorlar. Hava Kuvvetleri Komutanının yakın koruması lazer tutuyor ve o sayede otoparka inebiliyorlar. Önlemesi gerekenler bu işin içerisindeyse bu işi engellemeniz zor. Bunlar koruma değil tam tersini yaptılar. Şahıslar geldi ve Ünal bana 'beni almaya geldiler komuta sende' dedi. Komutan kalktı. Bütün görüntüleri izledim ben. Komutan kalkıyor lavaboya gidiyor, kelepçelenmeden korumalarıyla helikoptere biniyor. Daha sonra Akın Öztürk'le görüntüleri çıktı kol kola. Bunlar bizim kafamızı karıştırıyor. Bizi niye bağladılar. Ellerimiz gözlerimiz ayaklarımız bağlandı. Ben gitmeden vedalaştım bir daha da görüşmedim Abidin Ünal'la" dedi.

Kızımı tebrik etmek için Akın Öztürk'ün aradığını kaydeden Mehmet Şanver, "Numarası ondan vardı. Abidin Ünal ulaşamadığını söyledi aradım ve verdim. Abidin Ünal, Akın Öztürk'e 'Akıncı'ya git orada seni dinleyecek çocuklar var' dedi. O sırada Akın Öztürk Akıncı'da mı bilemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanının ele geçirilememesi, Sayın Başbakan'ın Eskişehir'e kendi yetkilerini yani kendi uçağımızı düşürme emrini vermesi çok önemli." dedi.

"BAŞARISIZ VE SORUMLU OLAN KOMUTANDIR"

Mehmet Şanver sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz öncesine dönmek lazım. Bir yapı devleti işgal etmiş. bütün kademelere girmiş. Gerçekten çok güçlüler. yüzde yüz suçsuzken hapislere düşüyorsunuz. Emniyet, yargı medya her kurum var bunların içinde. Böyle bir ortamda bu yapı içimize girdi mi. Başarılı oldular mı?. Burada başarısız ve sorumlu olanı komutandır. Şüphe varsa bile bütün şüphelerden arınmış tescilli tek generalim. Geçmişime bakıyorum kariyerim belli. Ben bu başarılar nezdinde emekli edilmedim uzatıldım. Buna rağmen neden istifa ettim. Birincisi tercih edilmedim. Tercih edilenle kendimi kıyasladım ve daha iyi olduğunu gördüm. Bu işlerin liyakat olduğunu hep söyledik. Bunun aksi bir durumda istifa etmesem olmazdı. Tabii ki Hava Kuvvetleri Komutanı olmak isterdim."

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/943427/15_Temmuz_daki_dugunun_sahibi_Emekli_Korgeneral_Sanver__Asker__hayir__demeseydi_bu_darbe_olurdu.html

[Edited at 2018-03-17 01:20 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Abidin Ünal, Akın Öztürk'le kol kola görüntüsünü mahkemede anlattı" Mar 17, 2018

--Alıntıdır--
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 21 Şubat 2018 Çarşamba, 13:47


abidino

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de bulunduğu 221 sanığın yargılandığı davada, darbe gecesi derdest edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal müşteki-mağdur olarak dinlendi.

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de bulunduğu 221 sanığın yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası'nda, darbe gecesi derdest edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal, müşteki-mağdur olarak dinlendi. Ünal, o gece 'terör maksatlı kalkan uçaklara müdahaleye yetki almak için' Başbakan Binali Yıldırım'ı aradığını ancak ulaşamadığını söyledi.

Abidin Ünal, aralarında 'Sözde Yurtta Sulh' konseyi üyelerinin de bulunduğu 224 sanığın yargılandığı, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda görülen duruşmaya katıldı. Sözlerine, 15 Temmuz günü Orgeneral Mehmet Şanver'in, İstanbul Moda Deniz Kulübü'ndeki düğününe katıldığını söyleyerek başlayan Ünal, "Düğün salonuna girmeden önce, saat 19.06 sıralarında uçuş yapan uçakların indirilmesi yönünde bir emir olduğu öğrendim ve hemen bu yönde talimat verdim. Bunun dışında bana herhangi bir, ne terörle mücadele ne de darbe ile ilgili bir bilgi ya da emare gelmedi" dedi.

İŞTE O AN ANORMAL BİR DURUM OLDUĞUNU ANLADIM
O akşam Genelkurmay ve Genelkurmay İkinci Başkanını aradığını ancak toplantıda olduklarını öğrendiğini belirten Ünal, "Saat 21.53'de eşim aradı. Korgeneral Fikret Erbilgin'in eşi eşimi arayıp paşanın alındığını söylemiş. Bunun üzerine Ankara'da bulunan Tümgeneral Cevat Yazgılı'yı aradım ve olayı sordum. Bilgisi olmadığını ve araştırıp döneceğini söyledi. Tekrar aramayınca ben aradım. Telefondan jet sesleri duydum. Saat 22.10-22.13 arasıydı. 'Komutanım Ankara'da jetler uçuyor' dedi. İşten o an anormal bir durumun olduğunu anladım. Yazgılı'ya Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne gitmesini söyledim. Mehmet Şanver'in yanına gidip orada bulunan komutanları toplamasını istedim. Ne oluyor dediğin de 'Galiba darbe oluyor' dedim" diye konuştu.

DERHAL UÇAKLARI İNDİRİN EMRİME İNDİREMEM DİYE CEVAP VERDİ
Darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü Komutanı olan davanın sanıklarından eski Tuğgeneral Hakan Evrim'i aradığını, 3. telefonunda ancak ulaştığını belirten Ünal, "'Neler oluyor, bu uçaklar senin mi?' diye sordum. 'Benim mecbur kaldım' karşılığını verdi. 'Derhal indirin' dediğimde, 'İndiremem, yanımdakiler öyle istiyor. Benim hayatımda tehlikede sizinki de' deyip telefonu kapattı" diye konuştu.

KRİZ MASASI OLUŞTURUP BİLGİ AKIŞINI SAĞLADIK
Bu konuşmaların ardından dönemin Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar'ın aradığını ve köprülerin kapalı olduğunu söylediğini anlatan Ünal, "Bunun üzerine Ankara'ya gitmek için Yeşilköy'deki uçağın Sabiha Gökçen havalimanına gelmesi emrini verdim. Ayrıca havadaki uçakların inmesi için talimat verdim. Orada bir kriz masası oluşturarak bilgi akışı sağladık. Bu sırada 80'e yakın telefon görüşmesi yaptım" dedi.

AKIN ÖZTÜRK'Ü BİRKAÇ KEZ ARADIM ULAŞAMADIM
Saat 23.00 sıralarında birkaç kez aradığı Akın Öztürk'e ulaşamadığını söyleyen Ünal şöyle devam etti: "Yanımda bulunan Mehmet Şanver 'Akın Öztürk kutlama için aradı' dedi. Ben de kendisini aramasını ve telefonu bana vermesini söyledim. Aradı ve Şanver'in telefonuyla Akın Öztürk'le görüştüm. 'Nerdesin' diye sorduğumda 'Akıncı'da torunlarımla beraberim' dedi. 'Uçan uçakları görmüyor musun' diye sorduğumda, 'gece uçuşu diye düşündüm' karşılığını verdi. 'Bu saatte ne zaman uçuş oldu, darbe mi yapıyorlar git öğren bana geri dön' dedim. Bu sırada işgal edilen Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine devre dışı bırakmak için komutayı Eskişehir Hava Harekat Merkezi'ne almaya çalıştık."

O GECE DARBEYE KARŞI TEK YAZILI EMRİ YAYINLADIK
Bu sırada kendi kaleme aldığı bir mesaj yayınladıklarını söyleyen Ünal, mesajla, "Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi tarafından verilen yasal olmayan emirler yerine getirilmeyecek. Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal yazılı emir vermeye devam edecektir. Emir verilmeden hiç bir uçak kaldırılmayacak. Kalkan uçaklar ve sorumluları işlem yapılacaktır" emirlerinin verildiğini ve saat 00.08'de yayınlanan bu mesajın o gece darbeye karşı tek yazılı emir olduğunu belirtti. Bu emrin ardından 'terör maksatlı kalkan uçaklara müdahaleye yetki almak için' Başbakan Binali Yıldırım'ın kendisinde bulunan cep telefonunu aradığını söyleyen Ünal, "Ancak bendeki bu numaradan Başbakana ulaşamadım. Başbakanla temas kuramadım" dedi.

BUNLARIN TÜMÜ KOMUTAN OLDUĞU DÖNEMDE AKIN ÖZTÜRK'ÜN KORUMASIYDI
Kendisini derdest eden ekibi ilk olarak saat 23.53 sıralarında salonun girişinde fark ettiğini söylene Ünal, "Bunların tümü komutan olduğu dönemde Akın Öztürk'ün korumasıydı. Sona benim korumalığıma da devam ettiler. Dikkatimi çeken, izinli olan Fatih astsubayın tam teçhizatlı orada olmasıydı. Gündüz sivil olarak gördüğüm koruma ekibindeki personelde oradaydı. 'Bana sizin güvenliğinizi almaya geldik' dediler. 'Böyle bir emir vermedim, kim emir verdi? Buradan uzaklaşın' dedim. Emrim üzerine uzaklaştılar. Ancak dışarı çıkan generale müdahale ettiler. Silah sesi geldi. Sonra bu ekip içeri daldı ve telefonları toplamaya çalıştı. 'İçerde çocuklar var, dışarı çıkın' diye tepki gösterince çıktılar" dedi.

O ANLARI ANLATTI
Yanındaki Mehmet Şanver'e, "Bunlar beni götürmeye gelmiş belli. Eğer beni götürürlerse emir komuta sende" dediğini anlatan Ünal, "Daha bu konuşma bitmeden 8-10 kişi çılgınlar gibi bağırarak içeri daldı. Bir kaç el ateş ettiler. Benim gördüğüm hepsi tam teçhizatlı ve hepsinin elinde plastik kelepçe vardı. Sivil olan şahıs elindeki tabancayı bana doğrulttu. Başlarındaki binbaşıya 'sakin olun' dedim. Bana çıkışı gösterip 'git' anlamında el salladı. Fatih astsubay 'bana komutanım gidelim' dedi. Helikoptere bindim yine elinde silah olan sivil karşımda duruyordu" dedi.

ÖZÇETİN BOZULMUŞ AYARLARI DÜZELTİYORUZ DEDİ
Helikopterle Sabiha Gökçen Havaalanına gittiklerini söyleyen Ünal, "Casa uçağına bindik. Saat 01.40 sıralarında indik ama Akıncı'da olduğumu bilmiyordum. Uçakta biraz bekletildikten sonra indirildim. Yürümeye başlayınca 141. filo tarafına gittiğimizi anladım. Beni filonun arka kapısına getirdiler. Burada Kurmay Albay Ahmet Özçetin 'Hoş geldin' dedi. 'Hoş bulmadık' karşılığını verdim. Bana, 'Bozulmuş ayarları düzeltiyoruz' dedi. Ben de 'Sizin ayarınız bozulmuş. Allah akıl versin' diye çıkıştım. Özçetin bana bir kapı gösterdi. Orası 141. filonun kozmik bürosuydu zamanında. Tamamen boşaltılmış, bir dökük masa ve kirli bir sandalye konulmuş. Ben de 'Sen busun mesajı veriyorlar' diye düşündüm. Özçetin telefonlarımı istedi. Telefonlarımı alırken, 'Allah sizi ıslah etsin, Allah akıl fikir versin' dedim. Tam gidecekti ki 'Tuvalete girmek istiyorum' dedim. Özçetin nezaretinde tuvalete gittim. Sonra odaya geldik, kapıyı üzerime kapıyı kilitleyip gitti. Sonra onu bir daha görmedim" dedi.

DARBECİLER HELİKOPTER BİLE KALDIRAMAZ HALE GELDİ
Tutulduğu odada gece boyu jet sesleri ve koridordan gelen gürültüleri duyduğunu, saat 08.03 sıralarında da meydana yapılan makineli top atışı sesini duyduğunu anlatan Ünal, "Eskişehir görevini yaptı diye düşündüm. Bu atıştan sonra uçak sesi ve filodaki sesler kesildi. Saat 11.00 civarında meydan bombalanmaya başladı. Bunu ciddi bir şekilde tutulduğum odada hissettim. Sürekli meydanın üzerinde uçak sesi duydum. Sonuçta öyle bir noktaya geldi ki, değil uçak kaldırmak helikopter bile kaldırmaz hale geldi darbeciler" ifadelerini kullandı.

YAŞAR GÜLER'İ GÖRÜP KUCAKLAŞTIK
Saat 14.00 sıralarında kapının dışarıdan zorlandığını ancak açılmadığını belirten Ünal, "15 dakika sonra kapı açıldı ve Akın Öztürk girdi. 'Aaa sen burada mısın' dedi. Bana gece boyunca Genelkurmay başkanı ile birlikte olduğunu, darbeyi önlemeye çalıştıklarını, hala müzakerelerin sürdüğünü, sivil değil de askeri savcıya teslim olmak istedikleri, Genelkurmay başkanın sabah ayrıldığını, kendisinin de gitmek istediğini ancak Genelkurmay başkanının 'Sen burada kal' dediğini söyledi. 'Genelkurmay İkinci başkanı da burada, yanına gidelim' dedi. Ancak ben kabul etmeyince ayrıldı. Bir süre sonra Akın Öztürk tekrar geldi. 'Yaşar Güler'le geldik gidiyoruz' dedi. Koridora çıkıp yürüdük. Yaşar Güler'i görüp kucaklaştık. Sonra 'gidiyoruz' dediler" diye konuştu.

ESKİŞEHİR'İN EMİRLERİMİ DİNLEDİĞİNİ ANLADIM
Daha sonra filoda bulanan derdest edilen diğer kişilerin de kurtarıldığını belirten Ünal, Yaşar Güler, Akın Öztürk ve diğerleriyle Akıncı'dan ayrıldıklarını ve kendisinin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gittiğini sözlerine ekledi. Derdest edilmesinden itibaren Eskişehir Hava Harekat Merkezi'nin emirlerini dinlediğini anladığını belirten Ünal, "Sabah saat 08.03'den sonra Akıncı Üssü uçak kaldırılamaz hale gelmiştir. Sonuç olarak; kriz merkezinden yayınladığımız emirler yerine getirilmiş ve darbeciler etkisiz hale getirilmiştir" dedi.

DAVAYA KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ
İfadesinin ardından şikayetçi olduğunu belirten Ünal'ın davaya katılma talebi mahkeme tarafından kabul edildi. Davaya katılma talebi kabul edilen Ünal'a sanık ve müşteki avukatları ile sanıklar soru sordu. Akın Öztürk, Ünal'a, "İkinci kez savcıya verdiğiniz ifadede, 'Akın Öztürk'ün bana ve dışarıda bazı kişilere söylediklerindeki çelişkiler nedeniyle darbeye karıştı kanısındayım' demişsiniz. Hangi ifadeler, kime ne söylemişim?
Benim için en ciddi delil sizin ifadeniz. Allah aşkına kime ne söylemişim?" şeklinde soru yöneltti. Ünal soruyu, "Benimle konuşmadan yaklaşık bir saat önce Genelkurmay ve diğer yerleri arama girişiminiz var. Ben aramadan önce Mehmet Partigöç'le görüşmüşsünüz. Böyle bir durumda beni neden aramadınız. Ayrıca Ahmet Özçetin, Mustafa Azimetli sizin ekibinizden. Beni derdest edenler, sizin ekipten bana kalanlar. Darbe girişiminin merkezi 141. ve 143. filo. Bütün bunlar bir araya gelince böyle bir kanaat edindim" diye cevap verdi.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/931027/Abidin_Unal__Akin_Ozturk_le_kol_kola_goruntusunu_mahkemede_anlatti.html


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Abidin Ünal'dan çarpıcı iddialar" Mar 17, 2018

--Alıntıdır--
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 23 Ekim 2017 Pazartesi, 06:23

abidinalican


"Abidin Ünal'dan çarpıcı iddialar: Akar'ın olduğu yerde kamera yoktu, pazarlık da orada yapıldı"

Hürriyet gazetesinin AKP'li yazarı Abdülkadir Selvi, 15 Temmuz darbe girişiminde Akıncı Üssü'nde rehin tutulan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ile konuştu. Çarpıcı açıklamalar yapan Ünal, ellerinin neden kelepçeli olmadığını açıkladı. Ünal, sadece kendisinin bulunduğu koridorda kamera olduğunu, Hulusi Akar'ın bulunduğu yerde kamera olmadığını ve darbecilerle pazarlığın da orada yapıldığını söyledi.

İşte AKP'li Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin o yazısından başlıklar;

15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’ndeki görüntüleri hakkında dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı (E) Org. Abidin Ünal’la konuştum. Abidin Paşa’nın savcılığa verdiği kapsamlı ifadesini okudum, yetinmedim Abidin Paşa’dan o geceye ilişkin yazılı bir bilgilendirme notu talep ettim.

Abidin Ünal derdest edilmeden önce Hava Kuvvetleri’ne yayınladığı emri benimle paylaştı. Akıncı Üssü’ndeki görüntüler üzerinden giderek, o geceye ışık tutmaya çalışacağım. Görüntülerin yayınlanması Abidin Ünal için sürpriz olmamış. “Bu görüntülerin servis edilmesini bekliyordum. Çünkü 15 Temmuz’dan sonra o kadar adamı ihraç ettik. 15 Temmuz kurgu bir darbedir tezini işlemek için bu görüntüleri servis ediyorlar” görüşünde.

- Kameraya yansıyan görüntülerinde nereye gidiyordu?

“Gece 02.00’ye doğru hapsedildiğim odadan hatırladığım kadarıyla 3 yada 4 kez kapıda nöbet tutan ve beni derdest eden silahlı kişiler eşliğinde tuvalete gittim. Tuvalete gidiş yolu hapsedildiğim odadan çıkar çıkmaz köşeyi dönünce girilen koridor yolundan geçmekteydi. Tuvalet hemen kameranın dibinde köşe başındaydı. Dolayısıyla her gidiş-geliş kamera kayıtlarına geçmiş oluyor.”

Abidin Ünal spekülasyonlara son vermek için yerinde inceleme yapılmasını öneriyor.

- Akıncı Üssü’nde nerede tutuldu?

“Akıncı Üssü’ne getirildiğimde arkamda silahlı adamlar vardı. Beni çift kapılı, çift kilitli, 7-8 m2 büyüklüğünde, 141. Filo’nun arşiv odası olan penceresiz, sadece döküntü bir sandalye ve masa dışında hiçbir şey olmayan bir odaya kapattılar. Cep telefonlarım alındı, iletişim imkânım yok edildi.”

- Abidin Paşa bir de soru ortaya attı...

“İlginç olanı, sadece benim olduğum koridorda kamera vardı. Ama nedense Akıncı Üs Komutanı’nın odasının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanı’nın tutulduğu yer ile darbecilerin olduğu yerde kamera yok. Darbecilerle müzakere orada yapılmış... Darbecilerle orada müzakereler yürüttüler. O görüntülerin ortaya çıkması lazım.”

- Peki Abidin Ünal’ın elleri neden bağlı değildi?

“5-6 kişilik bu grubun tümü benim yakın korumam (Akın Öztürk döneminden kalan) astsubaylardan müteşekkildi. ‘Sizi korumaya geldik’ dediler. ‘Ben böyle bir emir vermedim, kim size emir veriyor?’ soruma, ‘Bilmiyoruz’ dediler. Daha sonra bunlara takviye ekip geldi. Sağa-sola ateş ediyorlardı. İçlerinden biri kelepçe ile yaklaştı. ‘Gerek yok’ dedim. Onlar da itiraz etmedi ve öyle devam ettik. Muhtemelen yakın korumalarım olduğundan daha fazla ileri gitmeye gerek görmediler.

- Akın Öztürk’ün rolü neydi?

“Hiçbir zaman Akın Öztürk’ün darbe ile ilişkisi olmadığı iddiasında bulunmadım. Bunu ayrıca Sincan Batı Savcısı’na verdiğim 2. ifademde de açıkça belirttim. Darbe girişiminin ertesinde şahsımı arayan Cumhurbaşkanı’na da şayet girişim başarılı olsaydı, Akın Öztürk’ün bu girişimin Cemal Gürsel’i olacağını tahmin ettiğimi belirttim.”

- Akın Öztürk koluna girdiğinde ne anlatıyordu?

“Saat 15.30 civarında Akın Öztürk hapsedildiğim odaya geldi. Beraber çıktık. Yaşar da (Güler) burada dedi. Akın Öztürk’ün çıkmaya çalıştığını hissettim. Yaşar Güler ile beni kalkan olarak kullanmaya çalışıyordu. Koluma girdiğinde ne espri yaptığını tam olarak hatırlamıyorum ama ‘Yaşar’da burada, çıkıyor’ dediği hatırımda.”

Akın Öztürk’ün karargâha resmi kıyafetle geldiğini, ancak 20.30’da evine gittiğini, evinden gözaltına alındığını hatırlatarak, “O nedenle üzerinde askeri üniforma değil, tişörtlü kıyafeti vardı” diyor. Ama çok önemli bir soru soruyor. “Açıklamaya Akın Öztürk ismini koymadım. Sonradan kim ekledi acaba?”

Abidin Paşa, yanlış bir algıya meydan vermemek için konuşmakta kararlı. “Meclis’te 15 Temmuz’u araştıran komisyon beni de davet eder diye bekledim. Ama ne hikmetse beni çağırmadılar” diye sitem ediyor. Paşa sitem etmekte haklı.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/850696/Abidin_Unal_dan_carpici_iddialar__Akar_in_oldugu_yerde_kamera_yoktu__pazarlik_da_orada_yapildi.html

[Edited at 2018-03-17 01:30 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Orgeneral Akar'dan 10 soruya 10 yanıt" Mar 17, 2018

--Alıntıdır--
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 30 Mayıs 2017 Salı, 15:05

634639_cover

"Orgeneral Akar'dan 10 soruya 10 yanıt: MİT'e yapılan ihbarda darbe söz konusu değildi"

Orgeneral Akar, "Her şeyi göze alarak darbecilere şiddetle karşı çıktım. Konuşma özgürlüğümü komutan tavrı içinde sürdürdüm. İlk andan itibaren hiçbir pazarlık söz konusu olmadı" dedi. Orgeneral Akar, "MİT'e yapılan ihbarda darbe söz konusu değildi. Alınan tedbirlerle darbe öne çekildi" diye konuştu. Akar, "MİT'e ihbarın büyük bir planın parçası olduğunu düşündük" dedi.

Orgeneral Hulusi Akar'ın kendisine yöneltilen 10 soruya verdiği yanıtlar şöyle:

SORU 1 : 15 Temmuz 2016 günü MIT’ten gelen istihbaratta MİT’e yönelik bir operasyondan söz edildiği, bunun mahiyeti üzerine MİT Müsteşarı ile görüşme yaptığınız ifade edilmektedir. Kamuoyuna intikal eden bu bilgilerden hareketle nasıl bir kanaate ulaştınız ve hangi önlemleri aldınız?

CEVAP 1:

Tarafıma tevcih edilen sorular için gerekli cevaplar savcılık ifademde mevcut olmakla birlikte, komisyonunuzca yöneltilen soruları bir kez daha aşağıda cevaplarken, o talihsiz gecede şehit olan sivil, polis, asker tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, gazilerimize acil şifalar diliyorum.
15 Temmuz tarihinde öğleden sonra makam odasında çalışırken, Genelkurmay II nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler yanıma gelerek;
- “Sayın MİT Müsteşarının telefon ile kendisini aradığını,
- Bir binbaşının müsteşarlığa gittiğini ve bir takım bilgiler verdiğini,
- Önemine binaen konunun teferruatını anlatması için Müsteşar Yardımcısını Genelkurmay Karargâhına göndermek istediklerini,
- Daha sonra, MİT Müsteşar Yardımcısının Gnkur. II nci Başkanmm makamına geldiğini,
- MİT Müsteşar Yardımcısının kendilerine bilgi vermek için müracaat eden Kara Pilot Binbaşının ‘O gece bir faaliyet olacağını ve MİT Müsteşarının alınacağını’ bildirdiğini söylediğini ve müteakiben MİT Müsteşar Yardımcısının Genelkurmay Karargâhından ayrıldığını” söyledi.
Konunun ehemmiyetine binaen, derhal telefonla MİT Müsteşarını arayarak Genelkurmay Karargâhına davet ettim. Ben, YAŞ çalışması için Genelkurmay Karargâhında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı ve Gnkur II nci Bşk. ile görüşürken Sayın MİT Müsteşarı Genelkurmay Karargâhına geldiler. MİT Müsteşarı; olayı tekrar anlattı ve bir Kara Pilot Binbaşının MİT Müsteşarlığına gelerek “Beni dün izinden çağırdılar. Bugün sabah birliğime katıldım. Önce Tabur Komutanımla görüştüm. Sonra Tabur Komutanımla birlikte bir Albayın yanma gittik. Albay “Bu gece bir uçuşumuz olacak ve sonunda da Hakan Fidan’ı alacağız.” dediğini ve ilaveten ihbarcının MİT tarafından tanınmadığını, dolayısıyla bilginin teyit edilemediğini bu nedenle Gnkur. II nci Bşk.m haberdar ettiklerini söyledi. Konuşmalar sonrasında ihbar edilen olayın daha büyük bir planın parçası olabileceği mütalaa edildi. Öncelikle saat 18.30’da Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezine (SKKHM) Ankara hava sahası ile birlikte tedbiren tüm Türkiye
hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakları da kapsayacak şekilde “havada
-1- bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da izin verilmemesi” direktifini verdim. Daha sonra emrimin 19.06’da Hava Kuvvetleri Komutanı ile Hava Kuvvetleri Komutanlığına ve başta helikopterlerin bulunduğu Kara Havacılık Komutanlığı olmak üzere diğer ilgili adreslere ulaştığını öğrendim.
(Kara Kuvvetleri Harekat Merkezi, Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Merkezi, Deniz Kuvvetleri Harekat Merkezi, Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi, Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Merkezi, Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekat Merkezi, Başbakanlık Koordinasyon Merkezi, Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi).
Bu esnada MİT Müsteşarı, Sayın Cumhurbaşkanını bilgilendirmek istediğini söyledi. Müteakiben Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü ile bir telefon görüşmesi yaptı.
MİT’ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetinin somutlaşması ihtimaline binaen, bu hususun açıklığa kavuşturulması için Genelkurmay Karargâhında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanına derhal;
Kurmay Başkanı İhsan UYAR Paşa ile gerekiyorsa olay yerinde tutuklama veya gözaltı yapılması için Adli Müşavir ve Merkez Komutanlığından personel de alarak Kara Havacılık Komutanlığına gitmesini,
Şüphe uyandırmadan başka bir gerekçe göstererek hangarlarda uçakların ve helikopterlerin durumuna bakmasını,
Gelen istihbaratın doğruluğunu tetkik etmesini ve gerekli gördüğü her tedbiri almasını emrettim.
Kara Kuvvetleri Komutanı derhal hareket etti. Bu sırada Genelkurmay II. Başkanı da Hava Kuvvetleri Harekât Merkezini arayarak uçuşların durdurulmasına dair vermiş olduğum emrin yerine getirildiğini teyit ettiğini bildirdi.
Ayrıca, alman bu tedbirlerle yetinmeyerek, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin GÜRAK’ı telefonla aradım. Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığına gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesini emrettim.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu ihbar en başından itibaren çok ciddi bir şekilde ele alınmış ve gerekli tedbirlerin tereddütsüz alınması ve icra edilmesi sağlanmıştır. Kanaatimce, alınan bu tedbirlerden dolayıdır ki, hainler paniğe kapılarak, daha sonra sanık ifadelerinden öğrendiğimize göre geç saatlerde yapmayı (saat 03.00) planladıkları işi öne almak suretiyle erkenden ifşa olmuşlar ve böylelikle darbe girişiminin akamete uğramasındaki önemli bir faktör gerçekleşmiştir.

SORU 2 : MİT’ten size ulaşan istihbarat bir darbe girişimi kuşkusu yönünde mi yoksa MİT’e yapılacak bir operasyon muydu?

CEVAP 2: Bu soruya ilişkin açıklama Cevap-l’de verildiği üzere MİT’ten gelen istihbaratta darbe söz konusu olmayıp MİT Müsteşarına karşı yapılacağı iddia edilen bir operasyon ile ilgiliydi. Ancak son zamanlarda adam kaçırma, suikast gibi bazı kişilere operasyon yapılacağı hakkında duyumlar alınmaktaydı. Bu duyumlarla ihbar konusu olay birlikte değerlendirildiğinde daha büyük bir planlama olabileceği şüphesiyle yukarıda belirtilen tedbirler alınmıştır.

SORU 3 : İstihbaratı bir darbe girişimi/kalkışma olarak değerlendirdiniz mi? Bu değerlendirmeyi yaptıysanız gerekli önlemlerin alınması için Kuvvet Komutanlarına bildirdiniz mi? Bu istihbarat ile ilgili Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı ile ya da özel kalemleri ile bir görüşmeniz oldu mu? Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için bu konuda size ulaşan bilgiler ve aldığınız tedbirlerle ilgili bilgi verebilir misiniz?

CEVAP 3: Bu soruya ilişkin açıklama Cevap-1 ve 2’de yapılmıştır.

SORU 4 : Genelkurmay Başkanlığının MİT’ten gelen istihbarat üzerine alman tedbirler kapsamında yaptığı “Türk hava sahasını askerî uçak ve helikopterlere kapatmayı ve havadakileri indirme emrinin Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi Amiri vasıtasıyla verildiği” şeklindeki açıklaması çerçevesinde, Türk hava sahasının kapatılması emrini doğrudan Hava Kuvvetleri Komutanı’na ve Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı olan Korgeneral Mehmet ŞAN VER’e doğrudan ilettiniz mi? İletmedinizse niçin? Emrin, doğrudan Mehmet ŞANVER’e iletilmesinin önemli bir zaman kazancı olacağı ifade edilmektedir. Bu denli önemli bir olayda doğrudan sorumlu komutanların aranmaması TSK’nın hiyerarşik yapısı ve emir komuta sistemi açısından mümkün müdür?

CEVAP 4: TSK’da birlik ve karargâhlar arası haberleşme ve bilgi alışverişi için temel ve en hızlı mekanizma harekât merkezleridir. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının dışarda bulunan birlikleri/uçakları/gemileri için en hızlı, en güvenilir ve en etkili iletişim mekanizmasıdır.
a. TSK tarafından yürütülen cari askeri faaliyetler, yürürlükteki mevzuat, düzenleme ve emirler doğrultusunda, 24 saat esasına göre;
Genelkurmay Başkanlığı seviyesinde, Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi (SKKIIM),
Kuvvet Komutanlıkları (Kara, Deniz, Hava), Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekât Merkezleri,
Müstakil Alay/Tabuı* seviyesine kadar tüm ast birliklerde kurulu Harekât Merkezleri tarafından sevk ve idare edilmektedir.
b. SKKIIM, Genelkurmay Başkanı adına, 72 saatlik (Dün, bugün ve yarın) süreyi kapsayan zaman dilimindeki tüm cari askeri faaliyetleri, diğer harekât merkezleri ile koordineli olarak yürütür. Harekât merkezleri, kendi komutanları adına emir komuta hiyerarşisi içerisinde ve 24 saat esasına göre kesintisiz işlem yürütecek şekilde iletişim ve bilgi sistemi alt yapısı ile donatılmıştır. Bu sistem sayesinde, cari tüm askeri faaliyetler; etkin bir şekilde, kesintisiz ve başarı ile yürütülmekte, bu yapı TSK emir ve komuta sisteminin esasını oluşturmaktadır.
Bunun en somut örneği olarak; 15 Temmuz 2016 günü, “Havadaki askeri uçak ve helikopterlerin meydanlara indirilmesi” emri SKKHM’ne verilmiş ve bu emir en hızlı şekilde ilgili tüm komutanlıklara iletilerek, o an itibariyle havada bulunan uçak ve helikopterler (33 uçak ve helikopter) gecikmeksizin meydanlarına indirilmiştir. Saat 18.30’da SKKHM’ne verdiğim emir 19.06’da ilgili harekât merkezlerine ve bizzat İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin ÜNAL’a da ulaşmış ve 19.26 itibariyle işlemler tamamlanmıştır. Alınan raporlar ve ceride kayıtları bu hususu teyit etmektedir.
c. Ayrıca, alman bilgi helikopterler tarafından bir eylem yapılabileceği yönünde olmasına rağmen; Kara Kuvvetleri başta olmak üzere Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı uçak ve helikopterlerinin an itibariyle havada olabileceği veya herhangi bir nedenle kalkış yapabileceği değerlendirilerek direktifin kapsamı tedbiren genişletilmiştir. Bu meyanda, ilgili tüm komutanlıklar ile en hızlı irtibat ve koordinasyonu sağlayarak süreci en etkin şekilde takip edebilecek tek merkez SKKIIM’dir. Bu olayda bu husus açıkça görülmüştür.
ç. Özetle ve en basit şekliyle ifade etmek gerekirse; SKKHM, verilen bir emri en kısa sürede en güvenli ve etkili şekilde Türkiye’nin en uç noktasındaki birden fazla birliğe/üsse/hava meydanına/hava araçlarına/gemilere kadar ulaştıran en süratli ve etkili bir araçtır. Dolayısıyla direktifin, Hava Kuvvetleri Komutanı’na ve Muharip Hava Kuvvetleri Komutanına zamanında iletilmesi konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Bugüne kadar Muharip Hava Kuvvetleri Komutanına operasyonel bir emri ilettiğim vaki ve söz konusu değildir. Böyle bir usûl ve teamül de yoktur.
d. Söz konusu emrim aynı zamanda ve aynı yöntemle ilgili/yetkili diğer merkezlere de zamanında ulaştırılmıştır.

SORU 5 : Görev süreniz içerisinde, FETÖ/PDY örgütünü güvenlik açısından tehdit olarak gören herhangi bir rapor ya da bilgi size sunuldu mu? TSK içinde FETÖ/PDY örgüt mensupları olduğunu tespit ettiniz mi? Bu konuda istihbari çalışma için MIT’ten talepte bulundunuz mu? Bunların dışında nasıl bir girişiminiz oldu? Bu örgütle mücadele kapsamında herhangi bir girişiminiz oldu mu?

CEVAP 5 : Bilindiği üzere TSK sadece FETÖ ile değil her türlü aşırı akım ile mücadele içinde olmuştur.
Devletimizin bir süredir FETÖ/PDY ile yürüttüğü mücadele bizim de kurumsal olarak azami dikkat ve hassasiyetle içinde yer aldığımız bir mücadeledir.
Bu çerçevede YAŞ’ta değerlendirmeye girecek bütün general/amiraller, tüm kurmay ve sınıftan albaylar, hassas kaynak ve iltisak araştırması kapsamında MİT’e ve EGM’ye sorulmak suretiyle devletin ilgili makamlarından elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda kapsamlı, ciddi ve titiz çalışmalar yapılmıştır.
Bunlara ilave olarak, yapılan çalışmalar Kuvvet Komutanları ile paylaşılarak kendi personeli ile ilgili yazılı kanaat ve değerlendirmeleri alınmış ve Kuvvet Komutanları ile bire bir görüşülerek, emekliye sevk edilecekler, göreve devam edecekler ve terfi ettirilecekler üzerinde detaylı çalışmalar yapılarak en iyi sonucu alabilmek için her türlü gayret gösterilmiştir.

SORU 6 : MİT Müsteşarı tarafından olağanüstü bir ihbar iletilmesi sonucu bazı tedbirler aldığınız değerlendirilmektedir. Bu konuya açıklık getirir misiniz? Gelen ihbar neydi? Hangi tedbirleri aldınız?

CEVAP 6 : Bu soruya ilişkin açıklama Cevap-1 ve 2’ de yapılmıştır.

SORU 7 : FETÖ’nün en önemli hedeflerinden birisinin TSK olduğu kamuoyunda sürekli gündemdeydi. FETÖ’nün TSK’ya sızmasının fark edilemeyişinin sebebi kanaatinizce nedir?

CEVAP 7: FETÖ/PDY’nin tarafımızdan fark edilmemesi söz konusu değildir, tabi ki fark edilmiş ve hatta en üst seviyede risk olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda alman tedbirler 5’inci soruya verilen cevapta ayrıntılı olarak izah edilmiştir.
Ayrıca yakın geçmişe kadar bu yapılanma (FETÖ) ve dini motifli hareketin tüm kamuoyunca malum olduğu bir gerçektir. Bu yapılanmanın devletin sivil, asker ve polis tüm kurumlarına uzunca bir süredir yavaş ve sistematik bir şekilde kendisini gizlemek suretiyle sızarak, işi bir darbe ile seçilmiş hükümeti devirmeye, TSK’yı ve Türkiye’yi kontrol altına alma noktasına getirmeye cüret etmesi, devletin diğer kurumlan da dâhil pek çok kimsenin beklemediği bir durumdu.
Ancak, yakın geçmişte yaşanan gelişmelerin (07 Şubat, MİT tırları ve 17-25 Aralık vb.) böyle bir hainliğin varlığının somut bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamasıyla birlikte, yukarıda 5’inci soruya verilen cevapta ifade edilen tedbir ve çalışmalarımız tereddütsüz olarak alınmış ve uygulanmış ve TSK’nm kendi içerisindeki hainleri temizleme gayretleri en üst seviyeye çıkarılmıştır. Genelkurmay Başkanlığı görevine başladığım günden itibaren etkili ve süratli kararlar alınmasına çalışılmıştır. Bu konuda Kuvvet Komutanlarına ve ilgili personele müteaddit emirler tarafımdan verilmiştir.

SORU 8 : Darbe girişiminde sizin etkisiz hale getirilişiniz, Akıncı Üssirne götürülmeniz ve Çankaya Köşkü’ne getirilişinizi anlatır mısınız? Zorla götürülme sırasında boğazınızın kemerle sıkılması ve görüntülere yansıyan yaralanma iddialarına ne dersiniz? Bir kurtarma operasyonuyla mı kurtarıldınız, darbecilerin başarılı olamayacaklarını anladıktan sonra sizi serbest bırakmalarıyla mı serbest kaldınız? Akıncı Üssü’nden nasıl çıktığınızı anlatır mısınız?

CEVAP 8 : Odamda çalışmakta iken zorla alıkonuldum. İçeriye girenlerden birisi ayağa kalktığım esnada beni iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o sırada arkadan bir başkası elinde el havlusu tarzında bir şeyle hem ağzımı hem burnumu kapatarak nefes almamı engelledi. Bu esnada kolunu boğazıma doladı ve sıktı, muhtemelen boğazımdaki yara bu esnada oluştu. Ellerimle burnumu açmaya çalışırken bir başkası ise plastik kelepçeyi bileklerime taktı. Kelepçe özellikle sol bileğimi aşırı sıktı ve yaraladı. Bu arada tekrar bağırmaya başladım ve kelepçeyi açmalarını istedim. Bunun üzerine tahminen Mehmet DİŞLİ’nin onayıyla ağzı kör bir komando bıçağı ile kelepçeyi kesmeye çalıştılar, fakat kesemediler. Tekrar bağırmam üzerine epey uğraştıktan sonra kesmeyi başardılar. Bu mücadelenin ardından çok kısa bir süre sonra kendimi misafir koltuklarının olduğu yerde otururken buldum.
Tüm bu yaşananlar esnasında hareket özgürlüğümü kaybetmekle birlikte konuşma özgürlüğümü sonuna kadar Komutan tavrı içinde sürdürdüm.
Darbe girişiminin başladığı saatten itibaren sabah Akıncı Üssü’nden ayrıldığım saate kadar hiçbir pazarlık söz konusu olmadı, bunun yerine gayet açık, sert, öfkeli yorumlarımı sürekli ifade ettim. Türkiye’yi Suriye’ye, Mısır’a çevirdiklerini, Balkan Savaşı’ndan beter ettiklerini, hendeklerdeki asker-polis kardeşliğini tahrip ettiklerini sabaha kadar birçok kez tekrar ettim.
İlk andan itibaren her şeyi göze alarak veya hiçbir kazancı-kaybı düşünmeden darbecilere şiddetle karşı çıktım ve yaptıklarının çok büyük bir yanlış olduğunu, bu işten derhal vazgeçmeleri gerektiğini, yanlış yolda olduklarını tekrar tekrar söyledim.
Hatta Emir Subayımın Genelkurmay makam odasında alnıma silah dayadığı anda dahi inandıklarımı ve karşı görüşlerimi tavizsiz olarak söyledim, bu işe son vermelerini ve teslim olmalarını defaatle telkin ettim.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın konuşmalarının ve nihayet Sayın Cumhurbaşkanımızın Atatürk Havalimanında toplanan kalabalığa canlı yayında yapmış oldukları hitabın, darbeci hainlerin bütün ümitlerini yok ettiğini değerlendiriyorum. Ümitleri yok olan darbecilere sabah 08.00 civarında sabaha kadar söylediğim hususları bir kez daha tekrarlayarak “Kendilerinin battığını, bir erkeklik yapıp daha fazla insanın zarar görmesini önlemek üzere bu rezaleti durdurmalarını ...” ifade ettim. Sabaha kadar birçok kez beni Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan ile telefon ile görüştürmelerini, bu hareketi durdurmalarını, güneş doğmadan birlikleri kışlalarına döndürmelerini, böylece rezilliğin bitirilmesini söylemiştim. Ancak görüştürmemişler ve menfur girişimlerini durdurmamışlardı.
Bu sefer, başarılı olamayacaklarını anlayan darbeciler, cep telefonu vasıtasıyla beni Sayın Başbakan ile görüştürdüler. Sayın Başbakanımıza hiçbir pazarlık söz konusu olmadan, askeri savcı, cumhuriyet savcısı, polis ve inzibata teslim olacaklarını ifade ve kabul ettiklerini söyledim.
Üssün bombalanmaya başlamasıyla birlikte yaptıkları hainliğin içinden çıkılmaz bir hâl aldığını gören darbeciler, beni serbest bırakmaya mecbur kalmışlar ve sonrasında bir helikopterle Başbakanlığa götürmüşlerdir.

SORU 9 : Akıncı Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne geldiğinizde yanınızda darbeci General Mehmet DİŞLİ’nin de bulunduğu görülmektedir. Mehmet DİŞLİ, ifadesinde “Ben başından itibaren Sayın Genelkurmay Başkam’nın yanındaydım. Bu işin tarafı değil mağduruyum. Beraber başından sonuna kadar krizi yönettik. En son, kendisiyle Çankaya’ya Sayın Başbakanımızın talimatıyla gittik. Oradan da krizin kapanmasını birlikte yönettik.” şeklindeki sözleriyle Sayın Başbakan tarafından çağrıldığını iddia etmektedir. Sizi taşıyan helikopter pilotu da darbecilikten tutuklandı. Bu hususlara açıklık getirir misiniz?

CEVAP 9: Bir önceki cevapta da ifade ettiğim üzere, darbeciler bu noktada artık bir şey başaramayacaklarını sanırım gördüler ve sizi görüştüreceğiz dediler. Bir cep telefonu getirip Sayın Başbakan ile görüştürdüler. Daha sonra bir araçla helikopter pistine gittik. Bir çok helikopterin olduğu pistte yoğun bir hareketlilik vardı. İşaret ettikleri bir helikopteri çalıştırdılar. Fakat içlerinden birisi “üsten kalkan helikopterlere ateş edilebileceğini” söyleyince, “Genelkurmay Başkanın içerisinde olduğunun belirtilmesi gerekir” gibi bir şey söylendi. Hatta helikoptere binerken, Mehmet Dişli’ye “Sen de kal” dediğim halde, bu hususu belirterek “ben telefon ile irtibat kuracağım” dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile bu durumu bir yerlere iletti. Helikopter havadayken de bir yerler ile irtibat halindeydi. Helikopterin Çankaya Köşkünde Başbakanlığa inmesinden sonra Başbakanlık Müsteşarı tarafından karşılandım ve müteakiben Başbakanlık binasına girdik. Müsteşar Bey ile başbaşa iken, bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu, cevaben; Mehmet Dişli
olduğunu söyledim ve yaşadığım olayları kısaca özetleyerek onun da göz altına alınmasının uygun olacağını değerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı işlemi yapıldığını öğrendim.

SORU 10 : Komisyonumuzun çalışma alanıyla ilgili başkaca tespit ve önerileriniz var mıdır?

CEVAP 10 : FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, hiç kimsenin tahayyül edemeyeceği gözü dönmüşlük ve alçaklıkla; sivil insanları katletme, TBMM’yi bombalama, kendi silah arkadaşlarına ve birliklerine taarruzda bulunma, emniyet birimlerini bombalama gibi akıl almaz eylemlere girişip, özellikle Güneydoğu’da bölücü terör örgütüne yönelik; siyaset kurumu, valilikler, emniyet teşkilatı, istihbarat ve silahlı kuvvetler ile mükemmel bir koordinasyon içerisinde başarılı sonuçlar elde etmekteyken, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik tertiplenen bu alçak darbe teşebbüsüyle tarihimize kara bir leke sürmüştür.
TSK’nın, şehit ve gazilerin kanı ve teri pahasına büyük kahramanlık ve fedakârlıkla kazandığı haklı itibarına bir günde kara bir leke süren bu hainlerin yaptıklarının asla unutulmayacağına ve hak ettikleri en ağır cezayı alacaklarına dair inancım tamdır.

Hulusi AKAR Orgeneral
Genelkurmay Başkanı

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/751061/Orgeneral_Akar_dan_10_soruya_10_yanit__MiT_e_yapilan_ihbarda_darbe_soz_konusu_degildi.html

[Edited at 2018-03-17 01:29 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal:" Mar 17, 2018

--Alıntıdır--
Cumhuriyet/ Alican Uludağ Yayınlanma tarihi: 21 Şubat 2018 Çarşamba, 22:51

"Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal, ‘Uçakları indirmek için Başbakan'ı aradık, ulaşamadık’"

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal, 15 Temmuz çatı davasında ifade verdi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında derdest edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı, emekli Orgeneral Abidin Ünal, Genelkurmay Karargahı Çatı Davası’nda müş
... See more
--Alıntıdır--
Cumhuriyet/ Alican Uludağ Yayınlanma tarihi: 21 Şubat 2018 Çarşamba, 22:51

"Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal, ‘Uçakları indirmek için Başbakan'ı aradık, ulaşamadık’"

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal, 15 Temmuz çatı davasında ifade verdi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında derdest edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı, emekli Orgeneral Abidin Ünal, Genelkurmay Karargahı Çatı Davası’nda müşteki sıfatıyla ifade verdi. Darbe girişimi sırasında uçan F16’ları indirmek için yetki almak amacıyla saat 24:00 civarında Başbakan’ı aradığını belirten Ünal, “Bir kaç kez çaldı, ancak hat kesildi. O gün Başbakana ulaşamadık” dedi. Darbe girişiminde Akın Öztürk’ü suçlayan Ünal, Akıncı’da darbede aktif rol alan üç komutanın Öztürk’ün ekibi olduğunu kaydetti. Öztürk ise “Bahtın açık olsun Abidin Paşa” karşılığını verdi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü içerinde görülen 224 sanıklı Genelkurmay Çatı Davası’nda eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, müşteki sıfatıyla konuştu. İstanbul’dayken saat 19:06’da hava sahasının kapatıldığı bilgilerini aldığını, 19:26’da bütün birliklere gerekli talimatları ilettiklerini anlatan Ünal, bilgi vermek için aradığı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a ulaşamadığını kaydetti. Saat 19:26’da Moda Deniz Kulübün’de general Mehmet Şanver’in kızının düğüne gittiğini söyleyen Ünal, “Bana gelen bilgide uçuş faaliyetlerinin durdurulması dışında herhangi bir bilgi verilmedi. Darbeyi ima eden tek bir emare yoktu” dedi.

Saat 22:10 sıralarında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda general Cevat Yazgılı ile görüşürken jet seslerini duyduğunu belirtti. Ünal, şunları anlattı:

“Anormal bir faaliyetin olduğu, bir darbe girişimi olduğunu o anda anladım. Bunun üzerine Yazgılı’ya Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’ne gitmesini söyledim. Tümgeneral Şanver’e de anormal durum var, arkadaşları topla, galiba darbe oluyor dedim. Akıncı Üs komutanı Hakan Evrim’i aradım, üçüncüsünde çıktı. Bu uçaklar senin mi diye sordum. Görevi ben verdim, mecburdum dedi. Ben de böyle bir mecburiyet yok, derhal indirim dedim. İndiremem, durum bildiğiniz gibi değil, benim hayatım sizin hayatınız da tehlikede. Yanımdakiler telefonu kapatmamı istedi diyerek telefonu kapattı. Havuz başında 24 general olarak toplandık. Generallere, birliğinden, üssünden kalkan uçaklar divan-ı harpliktir. Derhal durumu kontrol altına alın. Bu arada 22:30 gibi Ümit Dündar aradı. Köprüden geçemedim, köprüyü kesmişler dedi. Ümit Paşa, bir darbe teşebbüsü olduğunu değerlendiriyoruz, emniyetli bir yere geçin, köprüye gitmeyin dedim. ”

‘Akın Öztürk’ü aradım’

Akıncı’da bulunan Akın Öztürk’ü aradığını, ancak telefona yanıt verilmediğini kaydeden Ünal, bunun üzerine General Şanver’in Öztürk’e ulaştığını anlattı. Ünal, “Saat 23:57’de Akın Öztürk’e neredesin dedim. Torunlarımla beraberim dedi. Uçakları söyleyince, gece uçuşu var diye düşünüyorum dedi. Hangi cuma günü gece uçuşu olmuş dedim. Darbe mi yapıyor bunlar git onlarla konuş bana da bilgi ver dedim” ifadesini kullandı.

Bütün Hava Kuvvetleri yetkisini Eskişehir’deki BHHM’ne verdiğini anlatan Ünal, tüm Hava Kuvvetleri’ne 00:08’de yayımlanan hiçbir uçağın kalkmayacağı yönündeki emri anımsattı ve bunun darbeye karşı ilk ve tek direktifin olduğunu kaydetti. Başbakan Binali Yıldırım’ı arama girişimini de anlatan Ünal, normal şartlarda terörist uçakların düşürülmesi için Hava Kuvvetleri Komutanı olarak Başbakan’dan yetki alması gerektiğini anlattı. Ünal, “Daha önce bana verilen bir numara var. Onu denedim. Belki bir iki kez çaldı ve kesildi. Biz o akşam başbakana ulaşamadık” dedi.

‘Ayarları düzeltiyoruz’

00.13 sıralarında gelen MAK ekibi tarafından silah zoruyla götürüldüğü süreci anlatan Ünal, 01.40 civarında Akıncı’ya indiklerini kaydetti. Akıncı Üssü Harekat Başkanı, sanık Albay Ahmet Özçetin’in kendisini karşıladığını ve “bozulmuş ayarları düzeltiyoruz” dediğini aktardı. Kendisinin de buna karşılık, “Sizin ayarınız bozulmuş. Allah, akıl fikir versin” dediğini anlatan Ünal, ertesi günü saat 14:00 sıralarında sanık Akın Öztürk’ün geldiğini ve “Aa sen burada mısın” dediğini söyledi. Abidin Ünal’a, darbe girişiminin bastırılmasından sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamadaki, “Hava Kuvvetleri Komutanı’nın talimatıyla Akın Öztürk’ün Akıncı Üssü’ne gönderildiği” yönündeki ifade soruldu. Bu açıklamanın taslağını kendisinin hazırladığını, ancak taslakta Akın Öztürk bölümünün olmadığını belirten Ünal, kuvvet komutanları ve Genelkurmay Başkanı ile yapılan toplantıda eklendiğini kaydetti. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik ise bu tartışmaya ilişkin, “O bildirinin bir önemi yok. Bizim için ifadeniz daha önemli” dedi.

Abidin Ünal, darbe girişiminden sonra görüştüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Akın Öztürk, bu darbe girişimi başarılı olsaydı darbenin Cemal Gürsel’i olurdu” dediğini, duruşmada da doğruladı. Ünal, 16 Temmuz günü yanına gelen Akın Öztürk’ün “Zaten adamı da kaçırmışlar” dediğini, bununla Genelkurmay Başkanını mı, Cumhurbaşkanını mı kastettiğini bilmediğini kaydetti.

‘İhmal başka dava konusu’

Evrim, Cumhurbaşkanı, Başbakan, MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı’nın darbeye ilişkin emareleri bilmesine karşın birbirlerini aramamasının soru işareti yarattığını belirtmesi üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Dik, “İhmal diye bir şey varsa, ona sonra bakarız. Önce yapanları bir halledelim de. O ayrı dava konusu. Ayrı bir dava açılır...” dedi.

Akın Öztürk’le atışma

Akın Öztürk, Ünal’ın kendisine yönelik bazı suçlamalarını reddetti. Darbe gecesi Ünal’ın kendisine “Darbe mi yapıyorlar” demediğini belirten Öztürk, Ünal’ın kendisinin de bulunduğu ortamda “Akın abi geldi, bizi kurtardı” dediğini, yaptığı basın açıklamasının da Ünal’ın onayı ile yapıldığını öne sürdü. Bunu reddeden Ünal, Öztürk’ün kendisiyle 23:57’de görüşmesinden bir saat önce Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri ile görüştüğünü, ancak bu görüşmeden kendisine hiç bahsetmediğine dikkat çekti, “Olaylardan haberi yokmuş gibi neden davrandı” diye sordu. Akıncı’da darbenin en aktif elamanlarına baktığında, Öztürk’ün Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde Genel Sekreteri Ahmet Özçetin’in Akıncı’da Harekat Komutanı, özel sekreteri Mustafa Azimetli’nin 143. Filo Komutanı, damadı yarbay Hakan Karakuş’un ise 141. Filo Komutanı olduğunu anımsatarak, “Bütün bunlar Akın Paşa’nın ekibi. Beni derdest edenler de Akın Paşa’dan kalan ekip. Bir olay olduğunu biliyorsunuz. Bilgi almaya çalışıyorsunuz ama beni aramıyorsunuz. Bunlar benim için yeterli” dedi. Akın Öztürk ise 46 yıllık arkadaşı olduğunu söylediği Ünal’a “Bahtın açık olsun Abidin Paşa, sağol” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/931383/Eski_Hava_Kuvvetleri_Komutani_Unal___Ucaklari_indirmek_icin_Basbakan_i_aradik__ulasamadik_.html

[Edited at 2018-03-17 01:27 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Yasadışı şekilde 31 çekerken yakalandılar (Türkçesi budur) Mar 20, 2018

--Alıntıdır--

Cumhuriyet gazetesi / DHA Yayınlanma tarihi: 20 Mart 2018 Salı, 14:22

1) Otobüste öğrencilerin saçlarına dokunup mastürbasyon yaptı... Yolcular fark edince dövdü

Düzce'de, özel halk otobüsünde önündeki koltukta oturan iki kız öğrencinin saçlarına dokunarak mastürbasyon yapan İ.S. (37), araçtan indirilip yolcular tarafından dövüldü. Polis tarafından gözaltına alınan ve çantasından kadın iç çamaş�
... See more
--Alıntıdır--

Cumhuriyet gazetesi / DHA Yayınlanma tarihi: 20 Mart 2018 Salı, 14:22

1) Otobüste öğrencilerin saçlarına dokunup mastürbasyon yaptı... Yolcular fark edince dövdü

Düzce'de, özel halk otobüsünde önündeki koltukta oturan iki kız öğrencinin saçlarına dokunarak mastürbasyon yapan İ.S. (37), araçtan indirilip yolcular tarafından dövüldü. Polis tarafından gözaltına alınan ve çantasından kadın iç çamaşırları çıkan şüpheli, mahkemece tutuklandı.

Olay, önceki akşam saatlerinde, Düzce Üniversitesi Kampüsü ile Düzce kent merkezi arasında yolcu taşımacılığı yapan özel halk otobüsünde meydana geldi. İddiaya göre, Beçi Yörükler Mahallesi'nden otobüse binen İ.S., önündeki koltukta oturan iki kız öğrencinin koltuğun arkasına sarkan saçlarına dokunarak mastürbasyon yapmaya başladı. Otobüs sürücüsü durumu fark edince, aracı durdurdu. Otobüsten indirilen İ.S., yolcular tarafından dövüldü. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen polis ekibi, İ.S.'yi gözaltına aldı. Aramada, şüphelinin çantasından kadın iç çamaşırları çıktı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen İ.S., tutuklanarak cezaevine konuldu.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/945671/Otobuste_ogrencilerin_saclarina_dokunup_masturbasyon_yapti..._Yolcular_fark_edince_dovdu.html


▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄

--Alıntıdır--
Cumhuriyet gazetesi 07 Mart 2018, Çarşamba


2) Tribünde mastürbasyon yapan taraftar gözaltına alındı


1

MASTÜRBASYON YAPAN ADAMI GÖRENLER POLİSE BİLDİRDİ
Almanya Liginde oynanan Schalke-Hertha Berlin maçında mastürbasyon yapan taraftar seyircileri şoke etti. Şikayet edilen adam polis tarafından gözaltına alındı

Almanya 1. Ligi Bundesliga'nın 25. haftasında Schalke sahasında Hertha Berlin'i konuk etti. Schalke'nin 1-0 kazandığı karşılaşmanın oynandığı sırada tribünde çirkin bir olay yaşandı.

Deplasman takımı Hertha Berlin'in bir taraftarı, tribünde mastürbasyon yaptı. Yanındaki taraftarların şikayeti üzerine bu kişinin yanına gelen güvenlik görevlileri çirkin olaya sebep olan kişiyi stattan dışarı çıkardı.

TWİTTER, OLAYIN VİDEOSUNU YAYINDAN KALDIRDI

Gözaltına alınan Hertha Berlin taraftarına cezai işlem uygulanacağı açıklandı.Yaşanan olayın videosunu bir Twitter kullanıcısı paylaştı ancak video kısa bir süre sonra yayından kaldırdı.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/foto_galeri/938976/1/Tribunde_masturbasyon_yapan_taraftar_gozaltina_alindi.html

[Edited at 2018-03-20 16:39 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Küçükçekmece Belediyesi’nin Çanakkale Zaferi etkinlik afişleri sosyal medyada alay konusu o Mar 20, 2018

--Alıntıdır--

Sözcü 22:45 20 Mart 2018

Küçükçekmece Belediyesi'nin 21 Mart'ta gerçekleştirmeyi planladığı "18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıl dönümü etkinlikleri" kapsamında hazırladığı 'Atatürk'süz' etkinlik afişleri sosyal medyada büyük tepki çekerken, afişte yer alan İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan tanklar da alay konusu oldu.

Küçükçekmece Belediyesi’nin Çanakkale Zaferi et
... See more
--Alıntıdır--

Sözcü 22:45 20 Mart 2018

Küçükçekmece Belediyesi'nin 21 Mart'ta gerçekleştirmeyi planladığı "18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıl dönümü etkinlikleri" kapsamında hazırladığı 'Atatürk'süz' etkinlik afişleri sosyal medyada büyük tepki çekerken, afişte yer alan İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan tanklar da alay konusu oldu.

Küçükçekmece Belediyesi’nin Çanakkale Zaferi etkinlik afişleri sosyal medyada alay konusu oldu
21 Mart’ta düzenlecek olan etkinliğin afişinde, Seyit Onbaşı'ya ve cephedeki askerlerin fotoğraflarına yer verilirken, Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmemesi tepki topladı.

Öte yandan, belediyenin afişinde, İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan tanklara ve askerlere yer verilmesi ise sosyal medyada alay konusu oldu.

Küçükçekmece Belediyesi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Küçükçekmece Belediyesi Bilgi Evleri Çocuk Korosu Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Programı 21 Mart Çarşamba günü 17.00’da Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde. Bütün vatandaşlarımız davetlidir” ifadelerinde bulundu.


2

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/kucukcekmece-belediyesinin-canakkale-zaferi-etkinlik-afisleri-sosyal-medyada-alay-konusu-oldu-2300648/

-------

ADO_YORUM: Birileri yalakalıkta sınır tanımıyor. 15 Temmuz darbesi sonrasında koskocaman bir Atatürk posteri görmüştüm Ankara'da Çay Partisinin birinin merkezinde. İşlerine geldiği gibi işte. Allah akıl fikir versin... Amin. Milli kahramanlarını unutturmaya kalkışan aymazlar anca bu topraklardan çıkabilirdi. Şaşırmadım. Haini de kahramanı da bol bir memleketiz vesselam... Yalakalar gendi gendilerini kandırmakta. Halbukum o organizasyondakilerin en az %80'i Atatürk'ü milli kahraman olarak görür... Bir de USA'lılar bu gonuda da çok gerilede. Trump akıllık edip Corc Vaşinton'u silkelese birez ABD'nin efsanevi başkanı haline gelebilirdi. Saf bu USAlılar safff.

1


[Edited at 2018-03-21 14:33 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Yeni 'havuz'un parası da devletten mi?" Mar 23, 2018

--Alıntıdır--
Cumhuriyet/ Emre Deveci Yayınlanma tarihi: 22 Mart 2018 Perşembe, 21:45

Doğan Medya Grubu’nun 1.1 milyar dolarlık satışının finansmanı için kurulan bankalar arası konsorsiyumda devlete ait Ziraat Bankası’nın da bulunduğu öne sürüldü. Daha önce Çalık Grubu da Halk Bankası ve Vakıfbank’tan aldığı kredilerle Sabah Grubu’nu satın almıştı.

eqwe

KAP’a yapılan açkılamaya göre görüşmeleri hâlâ süren borçlar düşüldükten sonra Hürriyet’in 890 milyon dolarla Demirören grubuna satışının finansmanında Ziraat Bankası’nın da olacağı ileri sürüldü.

Toplam 1.1 milyar dolarlık finansman için kurulan bankalar arası konsorsiyumda devlete ait Ziraat Bankası’nın da bulunduğu öne sürülürken Cumhuriyet’e konuşan bankanın üst düzey bir yetkisi iddiayı yalanlamadı ve satış görüşmeleri tamamlanmadan açıklama yapamayacaklarını dile getirdi. Çalık Grubu’na ait Sabah ve Atv’nin satın alınması için oluşturulan 630 milyon dolarlık havuzun, 200 milyon dolarlık kısmının da Ziraat Bankası’ndan karşılandığı ortaya çıkmıştı. Sabah Grubu’nu TMSF’den 1.1 milyar dolara satın alan Çalık Grubu da Halk Bankası ve Vakıfbank’tan 375’er milyon dolar olmak üzere toplam 750 milyon dolar kredi kullanmıştı. Aynı dönemde, Halk Bankası Genel Müdürü olarak Hüseyin Aydın kredinin altına imza atmıştı. Hüseyin Aydın, şu an Ziraat Bankası’nın genel müdür koltuğunda oturuyor.

Hükümetin Doğan Medya’yı istediği çizgiye getirmesi sürecinde vergi cezaları ve vergi uzlaşma süreçleri önemli bir araç oldu. 2007 genel seçimleri öncesinde Petrol Ofisi’nin 1.2 milyar liralık vergi borcu için uzlaşma sağlandı ve Doğan Grubu borcu 275 milyon liraya indirdi. Daha sonra 4.9 milyar vergi cezası kesilen Doğan, 2011 seçimlerinden hemen önce tekrar uzlaşma sağladı ve cezayı 940 milyon TL’ye indirdi.

Doğan Holding’ten Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Şirketimiz’in aralarında Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri A.Ş. (Yaysat), Doğan Gazetecilik A.Ş. (Posta, Fanatik), Doğan Haber Ajansı A.Ş., Doğan TV Holding A.Ş., DTV Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş. (Kanal D TV), Doruk Televizyon ve Radyo Yayıncılık A.Ş. (CNN Türk TV), Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. ve Mozaik İletişim Hizmetleri A.Ş. (D Smart)’nin de bulunduğu, yazılı ve görsel medya bölümünde faaliyet gösteren doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıklarımızdan önemli bir kısmının sermayelerinde sahip olduğumuz paylarımızın tamamının satışı ve devri konusunda, 1.100.000.000 dolarla “işletme değeri”nden, ilgili finansal borçların indirim konusu yapılması suretiyle, 890.000.000$ “hisse değeri” üzerinden, Demirören Holding A.Ş. ile görüşmelere başlanmıştır. Konuya ilişkin gelişmeler oldukça, ilgili mevzuat kapsamında ayrıca kamuya açıklama yapılacaktır” denildi. Bloomberg, Doğan Medya’nın, 2000’lerin ortalarında ulaştığı zirve piyasa değerinin dörtte birine “satılmak zorunda kaldığını” yazdı. Öte yandan, grubun mevcut finansal tablolarına göre fiyatın iyi olduğu da belirtiliyor.

Hisselerde yükseliş

Önceki gün satış haberinin ardından yüzde 20’ye yakın değer kazanan Doğan Holding ve Hürriyet hisseleri, dün de yüzde 20 civarında değer kazandı. Doğan Holding hisseleri dün yüzde 19.54, Hürriyet hisseleri yüzde 19.51 yükselişle tavan fiyattan açıldı. Her iki hisse de böylece iki günde yüzde 40 civarında değerlendi.,

Mutlu da sattı

Sabah gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Zafer Mutlu, Doğan Gazetecilik’teki hisselerini sattığını açıkladı. KAP’a yapılan açıklamada Mutlu, dün 560 bin hisseyi sattığını açıkladı. Hisseler 3.85-4 TL fiyat aralığından satıldı. Böylelikle Mutlu satıştan 2 milyon 156 bin ila 2 milyon 240 bin TL arasında bir kazanç elde etti.

‘Damat dönüyor’ iddiası

Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satılması birçok iddiayı da beraberinde getirdi. 1.1 milyar dolarlık satışın ardından Doğan Medya Grubu’nun başına, Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ’ın getirileceği iddia edildi. Yalçındağ’ın kamuoyuna yansıyan bazı e-postalarında iktidar temsilcileriyle birlikte Hürriyet’teki Sedat Ergin yönetimini değiştirmeye, muhalif olmayan isimlerden yeni bir yönetim kurmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu e-postalarla ilgili olarak “Benim bilgisayarım maalesef bir şekilde hacklenmiş. Benim günlük bütün raporlarım, rapor dediğim günlük, ben 22 senedir günlük tutuyorum. Hepsi maalesef çalınmış, ele geçirilmiş” diyen Yalçındağ, daha sonra Doğan Medya Grubu Başkanlığı görevinden istifa etmişti.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/947091/Yeni__havuz_un_parasi_da_devletten_mi_.html

----------

ADO_YORUM: Çok iyi yaptınız Aydın Bey. Ben olsam bu yaştan sonra Kelkit-Gümüşhane'ye yerleşir, o güzelliklerin tadını çıkartırdım ölene kadar... İyi tüccar olduğunuz belli, zaten kağıda basılı yayıncılığın ve klasik TV baronlarının yakında bir ağırlığı ve önemi hiç kalmayacakmış. İnternet medyası hepsini bitirecekmiş, öyle diyorlar. Bence de...

Hee ne diyecektim; bende Avrupa'larda iken Hürriyet alışkanlığı vardı babamdan, Nevşehirli Mevlüt amcadan kalma. O zamanlar Simavilerin Hürriyetiydi tabii, gerçekti adı gibi. O Hürriyet gideli zaten uzun yıllar oldu. Üzülecek birşey yok ne yazıkki.

Sağlık olsun. Yaz geliyor, yazın kuşlar çimsin diye bir havuz da ben kuracağım yakında. Kuşların havuzu eski baklava tepsisinden olacak. Garip kuşların havuzunu hayvanseverler yaparmış derler...



[Edited at 2018-03-23 03:23 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"FETÖ'nün 'özel görüntülü' şantaj arşivi ele geçirildi" Mar 24, 2018

--Haber alıntı, yorum benimdir--

Anadolu Ajansı 24.03.2018 - 14:33 | Son Güncelleme: 24.03.2018 - 17:28

3

FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetlerinde kendisinden olmayanları sindirmek için kullandığı gizli çekimlerden oluşan şantaj görüntülerinin yer aldığı arşiv, Genelkurmay çatı davasının sanıklarının evlerinde ve iş yerlerinde bulundu. Dijital materyallerde, önemli konumdaki general ve subaylara ait olduğu belirlenen gizli çekim yöntemiyle elde edilmiş özel görüntü ve ses kayıtları da yer aldı. Örgütün bu yöntemle çok sayıda rütbeliyi saf dışı bıraktığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığında kritik görevde olan Korgeneral N.D'nin bu şekilde istifaya zorlandığı belirtildi. Şantaj yapılan isimlerle görüntülenen kadınların örgüt tarafından seçildiği, bu görüntülerin bir kısmının Genelkurmay Başkanlığı İstihbarata Karşı Koyma Müdürlüğüne bağlı bilgisayarda bulunduğu ifade edildi.

1 (2)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) kendisinden olmayanları sindirmek için kullandığı gizli çekimlerden oluşan şantaj görüntülerinin yer aldığı arşiv, Genelkurmay çatı davasının sanıklarının ev ve iş yerlerinde bulundu. Adli bilişim uzmanlarının tespitine göre örgüt, kendisinden olmayan ve bu yapıdaki kişilere karşı isimlere şantaj yapmak için bu görüntü ve ses kayıtlarını kullandı.

Telefon, bilgisayar, CD ve taşınabilir bellekleri inceleyen adli bilişim uzmanları, soruşturma konusuyla ilgili bilgileri, davanın görüldüğü Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.

Uluslararası adli bilişim standartlarına uygun tekniklerle incelenen materyallerde, FETÖ'ye ait çok sayıda doküman, fişleme belgeleri, darbe girişimine yönelik içerikler ile örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarına ulaşıldı.

Bunların arasında örgütün, Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli konumdaki general ve subaylara ait olduğu belirlenen gizli çekim yöntemiyle elde ettiği özel görüntü ve ses kayıtları da yer aldı.

Adli bilişim uzmanlarının tespitine göre örgüt, kendisinden olmayan ve bu yapıdaki kişilere karşı isimlere şantaj yapmak için bu görüntü ve ses kayıtlarını kullandı.

Bu şekilde komuta kademesine kendi mensuplarını yerleştirmek isteyen FETÖ'nün, bazı TSK mensuplarının yanına kendilerine rakip gördüğü üst düzey isimleri de ekleyerek terfilere yön verdiği belirtildi.

KORGENERAL İSTİFA ETTİRİLMİŞ

Örgütün bu yöntemle çok sayıda kişiyi saf dışı bırakırken, bir dönem Hava Kuvvetleri Komutanlığında kritik görevde olan Korgeneral N.D'yi bu şekilde istifaya zorladığı kaydedildi. Şantaj yapılan isimlerle görüntülenen kadınların örgüt tarafından seçildiği, uygunsuz görüntülerin bir kısmının Genelkurmay Başkanlığı İstihbarata Karşı Koyma Müdürlüğüne bağlı bilgisayarda bulunduğu ifade edildi. Bu birimde görev yapanların önemli bir kısmı Genelkurmay "çatı davasının" sanıkları arasında yer alıyor.

FETÖ'CÜ YARBAYDAN ÇIKAN GÖRÜNTÜLER

İzmir "Askeri Casusluk" kumpas davasının sanıklarına ait ses kayıtları ve görüntülerin bir kısmı, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı Bilgi Güvenlik Şubesinde görevli sanık eski yarbay Hüseyin Yıldırım'da ele geçirildi.

Sanık Yıldırım'da, Balyoz davasından 16 yıl hapis cezası alan ardından 2015'te beraat eden emekli Korgeneral T.Ö'ye ait olduğu iddia edilen illegal yöntemlerle elde edilen ses kaydı da bulundu.

Darbe girişiminden 2 ay önce Genelkurmay Başkanlığına atanan bilgi işlem personeli sanık eski yüzbaşı Ali Çakır'da ise FETÖ'nün yurt dışından yayın yapan haber siteleri ile sosyal medya hesaplarından Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmak için paylaşılan çok sayıda ses kaydı ve doküman ele geçirildi.

Adli bilişim uzmanları, Çakır'da bulunan bir başka şantaj içeriğine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
"Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratan ve kumpas davalarında FETÖ/PDY terör örgütü tarafından hazırlanıp kendi yandaş medyalarında algı operasyonları oluşturmaya çalıştıkları, somut verilerden uzak hazırlanmış iftira niteliğindeki MSN konuşma içerikleri tespit edilmiştir."

Balyoz davası sanıklarından emekli Tümgeneral A.G'nin çocuklarına ilişkin uygunsunuz değerlendirmelerin yapıldığı yazı ve görüntüler ise darbe girişiminden önce Genelkurmay Personel Başkanlığında görevli sanık eski binbaşı Yusuf Akdemir'de ele geçirildi.

Savunmasında FETÖ ile irtibatının olmadığını iddia eden Akdemir'de aynı zamanda örgüt elebaşı Gülen'in fotoğraf ve sohbet videoları bulundu.

Darbe girişiminden hemen sonra olay yeri inceleme ekiplerinin Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda el koydukları delil niteliğindeki dijital materyallerden bazılarının kime ait olduğu tespit edilemedi.

Bunlar arasında yer alan bir sabit diskte onlarca uygunsuz görüntü ve aynı içeriğe sahip yüzlerce fotoğraf bulunduğu belirlendi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/fetonun-ozel-goruntulu-santaj-arsivi-ele-gecirildi-40782947
2. kaynak: https://odatv.com/fetonun-santaj-arsivi-ele-mi-gecirildi-24031810.html

======

ADO_YORUM: Bunlar kime tuzak kurmadı ki... Hatırlayanlar olacaktır, 2008-2014 döneminde "telefonum dinleniyor" endişesine kapılan çok insan vardı. TİB üzerinden olsun, seyyar dinleme araçları ile yapılan dinlemeler olsun, siyasilere kurdukları "sevişme görüntülü" tuzaklar olsun... Hatta bir siyasi partinin birçok elemanı istifa etmek zorunda kalmıştı o şantaj günlerinde, seçimlerde barajaltı bırakmak istemişlerdi o siyasi partiyi (MHP)...

Devletin en üst koltuklarındaki insanların yatak odalarını bile dinleyip-saklamışlar, varın hesap edin şu pervasızlıkları...

Şimdi geriye doğru söyle hafızamı bir yoklayınca bakın neler buldum: 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden birkaç ay önce aynasızların (polislerin) çok kabalaştıklarına tanık olmuştum. Geceleri kedilerin yanına indiğimde olsun, yürüyüş yaparken olsun habire sorgulanan GBT'ler filanlar... Kaba-saba hitaplar, ramazanda yemek yiyenlere, sigara içenlere arabalarından sarkıp hortlak görmüşçesine bakan polisler... (TATBİKAT yaparlarmış demekkini). ['bilmem neresine koyduklarım bakın böyle böyle yaparım ulan ha diye höykürmüşlüklerim olmuştu doğal olarak o dönemde bu tip aynasızlara karşı]

2016 baharında çıktığm bisiklet turlarında da "paralel örgüt" oldukları tescillenmesine rağmen yollarda, kasabalarda "irşad" görevine çıkıp fetullahçı yayınları dağıttıklarını görmüştüm. 5-10 gün önce apartmanın altındaki bakkalın anlattığına göre; birileri taa Hollanda'dan, buradaki akrabalarına 15 temmuzda düğünümüz-bayramımız var hazırlanın demişler darbeden aylar önce...

Çok özel fişlemeler de yapmışlar kendilerince...

Bir ara Proz'a damlayan 2-3 kişi de olmuştu ama çoktandır sesleri solukları çıkmaz oldu.

Bunların birşeylere kalkışacakları bekleniyordu, ama bu kadar acımasız olabilecekleri beklenmiyordu. Hani darbe denemesinden sonra, o dönemlerde fetullahçıların devletteki etkinliklerini mizahi olarak anlatmak için "fetö devlete değil devlet fetö'ye sızmış" deniyordu ya... işte o dönemlerde devleti (en önemli köprü başlarını) bu kadar ele geçirmiş olmaları, TR'yi yönetenleri bile şaşırtmıştır...

Hatırladınız mı bir de "Fuat Avni" diye biri vardı sosyal medyada. Bu hesabın fetullahçıların ortak istihbarat havuzu olduğu ve kamuoyunu darbeye hazırlama çalışması yaptığı ortaya çıkmıştı darbeden sonra....


[Edited at 2018-03-25 14:54 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
... Mar 27, 2018

Çift çıkmış, sildim.

[Edited at 2018-03-28 01:10 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
"Stormy Daniels describes her alleged affair with Donald Trump" Mar 28, 2018

--Alıntıdır--

CBS News 2018 Mar 27
Kaynak (vidyo söyleşi): https://www.cbsnews.com/news/stormy-daniels-describes-her-alleged-affair-with-donald-trump-60-minutes-interview/

1

The adult-film star and director is being threatened with financial ruin, but she wants to set the record straight about her alleged affair with Donald Trump

A week and a half before the 2016 election, Donald Trump's personal attorney paid a porn star named Stormy Daniels to keep quiet about her alleged relationship with the Republican candidate for president. Today, that arrangement is well on its way to becoming the most talked-about "hush agreement" in history, with potential legal and political implications for the president. Through his spokesman, Mr. Trump has denied having an affair with Stormy Daniels, and his lawyers are now threatening her with financial ruin, saying she has to pay $1 million dollars every time she violates her agreement to stay silent. But that didn't stop her from coming on 60 Minutes.


FULL STORMY DANIELS INTERVIEW TRANSCRIPT BELOW:

Anderson Cooper: For sitting here talking to me today you could be fined a million dollars. I mean, aren't you taking a big risk?

Stormy Daniels: I am.

Anderson Cooper: I guess I'm not 100% sure on why you're doing this.

Stormy Daniels: Because it was very important to me to be able to defend myself.

Anderson Cooper: Is part of talking w-- wanting to set the record straight?

Stormy Daniels: 100%.

Anderson Cooper: Why does the record need to be set straight?

Stormy Daniels: Because people are just saying whatever they wanted to say about me, I was perfectly fine saying nothing at all, but I'm not okay with being made out to be a liar, or people thinking that I did this for money and people are like, "Oh, you're an opportunist. You're taking advantage of this. Yes, I'm getting more job offers now, but tell me one person who would turn down a job offer making more than they've been making, doing the same thing that they've always done?

Anderson Cooper: A lotta people are using you for a lotta different agendas.

Stormy Daniels: They're trying to. Like, oh, you know, Stormy Daniels comes out #MeToo. This is not a 'Me Too.' I was not a victim. I've never said I was a victim. I think trying to use me to-- to further someone else's agenda, does horrible damage to people who are true victims.

Stormy Daniels' real name is Stephanie Clifford. She's 39 years old, from Baton Rouge, Louisiana, and has been acting in, directing, and writing adult films for nearly 20 years. She was one of the most popular actresses in the adult industry when she was introduced to Mr. Trump at a celebrity golf tournament in Lake Tahoe in July, 2006. She says he invited her to dinner, and she met him at his hotel suite.

Anderson Cooper: How was the conversation?

Stormy Daniels: Ummm (LAUGH) it started off-- all about him just talking about himself. And he's like-- "Have you seen my new magazine?"

Anderson Cooper: He was showing you his own picture on the cover of a magazine.

Stormy Daniels: Right, right. And so I was like, "Does this-- does this normally work for you?" And he looked very taken-- taken back, like, he didn't really understand what I was saying. Like, I was, "does, just, you know, talking about yourself normally work?" And I was like, "Someone should take that magazine and spank you with it." (LAUGH) And I'll never forget the look on his face. He was like--

Anderson Cooper: What-- what was his look?

Stormy Daniels: Just, I don't think anyone's ever spoken to him like that, especially, you know, a young woman who looked like me. And I said, you know, "Give me that," and I just remember him going, "You wouldn't." "Hand it over." And-- so he did, and I was like, "turn around, drop 'em."

Anderson Cooper: You-- you told Donald Trump to turn around and take off his pants.

Stormy Daniels: Yes.

Anderson Cooper: And did he?

Stormy Daniels: Yes. So he turned around and pulled his pants down a little -- you know had underwear on and stuff and I just gave him a couple swats.

Anderson Cooper: This was done in a joking manner.

Stormy Daniels speaks with correspondent Anderson Cooper CBS NEWS
Stormy Daniels: Yes. And-- from that moment on, he was a completely different person.

Anderson Cooper: How so?

Stormy Daniels: He quit talking about himself and he asked me things and I asked him things and it just became like more appropriate.

Anderson Cooper: It became more comfortable.

Stormy Daniels: Yeah. He was like, "Wow, you-- you are special. You remind me of my daughter." You know-- he was like, "You're smart and beautiful, and a woman to be reckoned with, and I like you. I like you."

Anderson Cooper: At this point was he doing The Apprentice?

Stormy Daniels: Yes. And he goes, "Got an idea, honeybunch. Would you ever consider going on and-- and being a contestant?" And I laughed and-- and said, "NBC's never gonna let, you know, an adult film star be on." It's, you know, he goes, "No, no," he goes, "That's why I want you. You're gonna shock a lotta people, you're smart and they won't know what to expect"

Anderson Cooper: Did you think he was serious, or did you think he was kind of dangling to get you to wanna be involved him?

Stormy Daniels: Both.

Anderson Cooper: Melania Trump had recently given birth to-- to a son, just a few months before. Did that-- did he mention his wife or child at all in this?

Stormy Daniels: I asked. And he brushed it aside, said, "Oh yeah, yeah, you know, don't worry about that. We don't even-- we have separate rooms and stuff."

Anderson Cooper: Did you two go out for dinner that night?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: You had dinner in the room?

Stormy Daniels: Yes.

Anderson Cooper: What happened next?

Stormy Daniels: I asked him if I could use his restroom and he said, "Yes, you know, it's through those-- through the bedroom, you'll see it." So I-- I excused myself and I went to the-- the restroom. You know, I was in there for a little bit and came out and he was sitting, you know, on the edge of the bed when I walked out, perched.

Anderson Cooper: And when you saw that, what went through your mind?

Stormy Daniels: I realized exactly what I'd gotten myself into. And I was like, "Ugh, here we go." (LAUGH) And I just felt like maybe-- (LAUGH) it was sort of-- I had it coming for making a bad decision for going to someone's room alone and I just heard the voice in my head, "well, you put yourself in a bad situation and bad things happen, so you deserve this."

Anderson Cooper: And you had sex with him.

Stormy Daniels: Yes.

Anderson Cooper: You were 27, he was 60. Were you physically attracted to him?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: Not at all?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: Did you want to have sex with him?

Stormy Daniels: No. But I didn't-- I didn't say no. I'm not a victim, I'm not--

Anderson Cooper: It was entirely consensual.

Stormy Daniels: Oh, yes, yes.

Anderson Cooper: You work in an industry where condom use is-- is an issue. Did-- did he use a condom?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: Did you ask him to?

Stormy Daniels: No. I honestly didn't say anything.

Anderson Cooper: After you had sex, what happened?

Stormy Daniels: He said that it was great, he had-- a great evening, and it was nothing like he expected, that I really surprised him, that a lotta people must underestimate me-- that he hoped that I would be willing to see him again and that we would discuss the things we had talked about earlier in the evening.

Anderson Cooper: Being on The Apprentice.

Stormy Daniels: Right.

Correspondent Anderson Cooper and Stormy Daniels CBS NEWS
Daniels says she and Mr. Trump stayed in touch. She says he invited her to a Trump Vodka launch party in California, as well as to his office in Trump Tower in New York.

Anderson Cooper: So he definitely wanted to continue to see you.

Stormy Daniels: Oh, for sure. Yes.

Stormy Daniels: And this was not a secret. He never asked me not to tell anyone. He called several times when I was in front of many people and I would be like, "Oh my God, he's calling." They were like, "Shut up, the Donald?" And I'd put him on speakerphone, and he wanted to know what I was up to and, "When can we get together again? I just wanted to give you a quick update, we had a meeting, it went great. There's-- it's gonna be spectacular, they're totally into the idea," and I was like mhmm that part I never believed.

Anderson Cooper: Did you still get the sense that he was kind of dangling it in front of you--

Stormy Daniels: Oh, for sure, oh yeah.

Anderson Cooper: To keep you interested, to keep you coming back.

Stormy Daniels: Of course, of course. I mean, I'm not blind. But at the same time, maybe it'll work out, you know?

Anderson Cooper: Did you view it as this is a potential opportunity. "I'm gonna see where it goes?"

Stormy Daniels: I thought of it as a business deal.

"A guy walked up on me and said to me, 'Leave Trump alone. Forget the story.'"
In July 2007 -- a year after they met -- Daniels says Mr. Trump asked to meet with her privately at his bungalow at the Beverly Hills Hotel in Los Angeles to discuss a development regarding her possible appearance on Celebrity Apprentice.

Stormy Daniels: I remember arriving, and he was watching Shark Week. He made me sit and watch an entire documentary about shark attacks.

Anderson Cooper: It wasn't at that point a business meeting, it was just watching Shark Week.

Stormy Daniels: Yeah.

Anderson Cooper: Did you have sex with him again?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: Did he want to?

Stormy Daniels: Yes.

Anderson Cooper: How do you know he wanted to?

Stormy Daniels: Because he came and sat next to me and, you know, touched my hair, and put his hand on my leg, and r-- referenced back to how great it was the last time.

Anderson Cooper: How did you get out of it?

Stormy Daniels: Well, I'd been there for, like, four hours. And so I then was like, "Well, before, you know, can we talk about what's the development?" And he was like, "I'm almost there. I'll have an answer for you next week." And I was like, "Okay, cool. Well-- I guess call me next week." And I just took my purse and left.

According to Daniels, Mr. Trump called her the following month to say he'd not been able to get her a spot on Celebrity Apprentice. She says they never met again and only had sex in that first meeting in 2006. In May 2011, Daniels agreed to tell her story to a sister publication of In Touch magazine for $15,000 dollars. Two former employees of the magazine told us the story never ran because after the magazine called Mr. Trump seeking comment, his attorney Michael Cohen threatened to sue. Daniels says she was never paid, and says a few weeks later, she was threatened by a man who approached her in Las Vegas.

Stormy Daniels: I was in a parking lot, going to a fitness class with my infant daughter. T-- taking, you know, the seats facing backwards in the backseat, diaper bag, you know, gettin' all the stuff out. And a guy walked up on me and said to me, "Leave Trump alone. Forget the story." And then he leaned around and looked at my daughter and said, "That's a beautiful little girl. It'd be a shame if something happened to her mom." And then he was gone.

Anderson Cooper: You took it as a direct threat?

Stormy Daniels: Absolutely.

Stormy Daniels: I was rattled. I remember going into the workout class. And my hands are shaking so much, I was afraid I was gonna-- drop her.

Anderson Cooper: Did you ever see that person again?

Stormy Daniels: No. But I-- if I did, I would know it right away.

Anderson Cooper: You'd be able to-- you'd be able to recognize that person?

Stormy Daniels: 100%. Even now, all these years later. If he walked in this door right now, I would instantly know.

Anderson Cooper: Did you go to the police?

Stormy Daniels: No.

Anderson Cooper: Why?

Stormy Daniels: Because I was scared.

When a gossip website reported a few months later that she'd had an affair with Mr. Trump, Stormy Daniels publically denied it. Five years later, Donald Trump won the Republican nomination for president.

Stormy Daniels: Suddenly people are reaching out to me again, offering me money. Large amounts of money. Was I tempted? Yes-- I struggle with it. And then I get the call. "I think I have the best deal for you."

Anderson Cooper: From your lawyer?

Stormy Daniels: Yeah.

The deal was an offer not to tell her story. It came from Mr. Trump's attorney Michael Cohen. In return for signing this non-disclosure agreement, Cohen would pay her $130,000 dollars through a Delaware-based limited liability corporation he had established in mid-October 2016 called essential consultants. Daniels says the agreement was appealing because it meant she would receive some money but also not have to worry about the effect the revelation of the affair would have on her child who was now old enough to watch the news. She signed the agreement eleven days before the election.

Anderson Cooper: Was it hush money to stay silent?

Stormy Daniels: Yes. The story was coming out again. I was concerned for my family and their safety.

Anderson Cooper: I think some people watching this are going to doubt that you entered into this negotiation-- because you feared for your safety. They're gonna think y-- that you saw an opportunity.

Stormy Daniels: I think the fact that I didn't even negotiate, I just quickly said yes to this v-- very, you know, strict contract. And what most people will agree with me extremely low number. It's all the proof I need.

Anderson Cooper: You feel like if you had wanted to go public, you could have gotten paid a lot of money to go public?

Stormy Daniels: Without a doubt. I know for a fact. I believe, without a shadow of a doubt, in my heart, and some people argue that I don't have one of those, but whatever, that I was doing the right thing. I turned down a large payday multiple times because one, I didn't wanna kiss and tell and be labeled all the things that I'm being labeled now. I didn't wanna take away from the legitimate and legal, I'd like to point out, career that I've worked very hard to establish. And most importantly, I did not want my family and my child exposed to all the things that she's being exposed to right now. Because everything that I was afraid of coming out has come out anyway, and guess what? I don't have a million dollars. (LAUGH) You didn't even buy me breakfast.

15 months after she signed the non-disclosure agreement, in January 2018, the Wall Street Journal published this story, quoting anonymous sources, saying that Mr. Trump's attorney Michael Cohen had paid her for her silence. Daniels says she was not the source of the story. But once it was published, she says she was pressured by her former attorney and former business manager to sign statements that Michael Cohen released publicly, denying she'd had an affair with Mr. Trump.

Anderson Cooper: So you signed and released-- a statement that said I am not denying this affair because I was paid in hush money I'm denying it because it never happened. That's a lie?

Stormy Daniels: Yes.

Anderson Cooper: If it was untruthful, why did you sign it?

Stormy Daniels: Because they made it sound like I had no choice.

Anderson Cooper: I mean, no one was putting a gun to your head?

Stormy Daniels: Not physical violence, no.

Anderson Cooper: You thought that there would be some sort of legal repercussion if you didn't sign it?

Stormy Daniels: Correct. As a matter of fact, the exact sentence used was, "They can make your life hell in many different ways."

Anderson Cooper: They being…

Stormy Daniels: I'm not exactly sure who they were. I believe it to be Michael Cohen.

.
.
.

"I have no reason to lie"
Stormy Daniels: I felt intimidated and s-- honestly bullied. And I didn't know what to do. And so I signed it. Even though I had repeatedly expressed that I wouldn't break the agreement, but I was not comfortable lying.

Anderson Cooper: How do we know you're telling the truth?

Stormy Daniels: 'Cause I have no reason to lie. I'm opening myself up for, you know, possible danger and definitely a whole lot of s***.

Anderson Cooper: But, you know, there is a potential ups-- financial upside maybe somebody will want you to write a book. Maybe, you know, you can go on a bigger tour and make more money--

Stormy Daniels: That's--

Anderson Cooper: --dancing?

Stormy Daniels: That's a lot of ifs. I could also get shunned. I mean, I could automatically be alienating half of my fanbase right at this very moment.

Anderson Cooper: Jenna Jameson-- another well-known-- adult film actress said recently about you, "The left looks at her as a whore and just uses her to try to discredit the president. The right looks at her like a treacherous rat. It's a lose-lose. Should've kept her trap shut."

Stormy Daniels: I think that she has a lotta wisdom in those words.

Anderson Cooper: The president watches 60 Minutes, if he's watching tonight, what would you say to him?

Stormy Daniels: He knows I'm telling the truth.


Kaynak (vidyo söyleşi): https://www.cbsnews.com/news/stormy-daniels-describes-her-alleged-affair-with-donald-trump-60-minutes-interview/

[Edited at 2018-03-28 00:25 GMT]


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 08:00
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Stormy Daniels: "Ich habe Trump den Hintern versohlt" Mar 28, 2018

--Alıntıdır--
SPIEGEL ONLINE Montag, 26.03.2018 09:31 Uhr

1

Stephanie Clifford alias Stormy Daniels hat im US-Fernsehen ausführlich über ihre Affäre mit Donald Trump berichtet - und erzählt, wie sie deshalb bedroht wurde. Die wichtigsten Aussagen aus dem Interview mit dem Pornostar.

130.000 Dollar soll Pornostar Stormy Daniels von Trumps Anwalt Michael Cohen erhalten haben, damit sie nicht über ihre Affäre mit dem heutigen US-Präsidenten spricht. Nun hat sie es erneut getan - und zwar ausführlich in der CBS-Sendung "60 Minutes".

Dort berichtete sie nun erstmals, wegen der Affäre in Las Vegas 2011 von einem Mann bedroht worden zu sein: "Ich war auf einem Parkplatz, auf dem Weg ins Fitnessstudio mit meiner kleinen Tochter. Ich war dabei, unsere Taschen aus dem Wagen zu hieven, als ein Mann auf mich zukam und sagte: 'Lass Trump in Ruhe. Vergiss die Geschichte.'" Dann habe er ihre Tochter angesehen und gesagt: "So ein hübsches kleines Mädchen. Es wäre doch eine Schande, wenn ihrer Mutter etwas zustoßen würde."

Sie habe das als direkte Drohung empfunden und so sehr gezittert, dass sie Angst hatte, ihre Tochter fallenzulassen. Wenige Wochen zuvor hatte sie die Geschichte ihrer Affäre mit Trump einem Klatschmagazin geschildert. 15.000 Dollar sollte sie dafür erhalten. Doch der Artikel wurde nie gedruckt. Laut CBS, weil die Zeitschrift Trump um eine Stellungnahme gebeten hatte und sein Anwalt mit Klage drohte.

Nachdem Trump zum Präsidentschaftskandidaten gekürt worden war, seien ihr erneut lukrative Angebote gemacht worden, so die 39-Jährige. "Und dann kriegte ich diesen Anruf: 'Ich denke, ich habe den besten Deal für Sie.'" Es sei Trumps Anwalt Michael Cohen gewesen, der ihr 130.000 Dollar Schweigegeld bot. Aus Angst vor neuen Drohungen habe sie eingewilligt. "Ich habe noch nicht mal verhandelt über diese Summe, die die meisten wohl als extrem niedrig bezeichnen würden."

Und was hat Stormy Daniels, die mit bürgerlichem Namen Stephanie Clifford heißt, in der Sendung nun über ihre Affäre mit Donald Trump erzählt? Hier der Überblick:

Das Kennenlernen

Bei einem Golfturnier für Promis in Lake Tahoe im Januar 2006 lud Trump die damals 27-Jährige zum Abendessen auf sein Hotelzimmer ein. Zunächst habe Trump nur über sich selbst geredet, sagt Clifford. Als er sie dann noch aufforderte, sein Bild auf dem Cover einer Zeitschrift zu bewundern, habe sie zu Trumps großer Verblüffung gesagt, man müsse ihm damit mal den Hintern versohlen.

Ihrer Aufforderung, die Hose runterzulassen, sei er dann direkt nachgekommen. "Er hat sich umgedreht und die Hose etwas heruntergezogen. Also er hatte noch Unterwäsche an. Ich habe ihm dann mehrfach einen Klaps gegeben." Von diesem Moment an hätten sich die beiden gut verstanden, sagt sie. "Er hat gesagt, dass ich ihn an seine Tochter erinnere."

Der Sex

Als sie von der Toilette kam und Trump plötzlich auf der Bettkante saß, sei ihr klar gewesen, was nun komme, sagt Clifford. Sie habe den damals 60-Jährigen keineswegs attraktiv gefunden, aber bewusst in den Geschlechtsverkehr eingewilligt - unter anderem, weil Trump ihr Versprechungen gemacht hatte, sie in seine Show "The Apprentice" einzuladen. Ein Kondom hätten sie nicht benutzt.

Die Ehefrau

Clifford sagt, sie habe Trump explizit nach seiner Ehefrau gefragt - schließlich hatte die gerade den gemeinsamen Sohn zur Welt gebracht. Doch er habe nur abgewiegelt: "Mach dir keine Sorgen, wir haben getrennte Schlafzimmer."

Die Monate danach

Clifford sagt, sie und Trump seien in Kontakt geblieben. Er habe sie nach Kalifornien und New York eingeladen und häufiger angerufen, um ihr neue Hoffnung für ihren "Apprentice"-Auftritt zu machen. Im Juli 2007 habe sie ihn dann in Los Angeles erneut getroffen. Trump habe wieder Sex gewollt, sie aber nicht.

Nach etwa vier Stunden, die sie größtenteils damit verbrachten, eine Dokumentation über Haie zu sehen, habe sie gefragt, wie es denn nun mit dem Showauftritt aussehe. Als er sie dann wieder vertrösten wollte, habe sie ihre Tasche genommen und sei einfach gegangen. Einen Monat später habe Trump sie angerufen und ihr gesagt, dass aus ihrem Auftritt bei "The Apprentice" nichts werde. Daraufhin sei der Kontakt abgebrochen.


Kaynak: http://www.spiegel.de/panorama/leute/stormy-daniels-ueber-donald-trump-das-60-minutes-interview-a-1199819.html


 
Pages in topic:   < [1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

UYARI: Dikkat Scam


Translation news in Türkiye





Anycount & Translation Office 3000
Translation Office 3000

Translation Office 3000 is an advanced accounting tool for freelance translators and small agencies. TO3000 easily and seamlessly integrates with the business life of professional freelance translators.

More info »
CafeTran Espresso
You've never met a CAT tool this clever!

Translate faster & easier, using a sophisticated CAT tool built by a translator / developer. Accept jobs from clients who use Trados, MemoQ, Wordfast & major CAT tools. Download and start using CafeTran Espresso -- for free

Buy now! »